Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Akil Gençler Platformu tarafından Mersin'de gerçekleştirilen "15 Temmuz Sonrası Türkiye" ve "Gençler Yeni Anayasa'dan Neler Bekliyor" konulu konferansa katıldı.
Burada konuşan Bağış, eskiden dış güçlerin Türkiye'ye farklı baktığını ifade ederek, "AK Parti öncesindeki Türkiye, Batı, NATO, AB ve ABD için çantada keklik bir müttefikti. Yani onlar emreder, Türkiye harfiyen yerine getiren bir yapıya sahipti. Son dönemde Türkiye büyüdü, güçlendi. Onun verdiği öz güvenle bu çantada keklik olarak gören aşağılık akıl zihniyeti temsilcilerinin talimat vari taleplerine benim halkımın hassasiyetleri var." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE 'ONE MİNUTE' DEDİ"
Türkiye'nin tehditlere karşı 'one minute' dediğine vurgu yapan Bağış, "Türkiye'nin 'one minute' demesini kabullenemeyenler oyunlar üstüne oyun kurmaya başladılar. İlk hamleleri Gezi Parkı olaylarıydı. Şimdi bakıyoruz. Onlara çadırları yakın talimatını verenlerle, 15 Temmuz'da TBMM'yi bombalayın diyenler aynı hainler. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesinin arkasındaki karanlık güçlerle Rus uçağını düşürten karanlık zihniyet aynı yerden talimat alıyor. Ama bu sistemi denedikleri Ukrayna'da, Şili'de, Cezayir'de, Libya'da, Tunus'da hep hükümetler düştü. Ancak bu millet enteresan bir millet. Gezi olaylarından sonra liderine, iktidarına, istikrarına daha çok sahiplendi" diye konuştu.
"17-25'İN ASIL HEDEFİ CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DI"
Yapılanların faiz lobisinin saldırısı olduğunu kaydeden Bağış, "AK Parti iktidara geldiğinde devletin borçlanma oranı yüzde 69'du. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hazinemiz 100 lira borç alıyordu, bir yıl sonra 169 lira geri ödüyordu. Ama Mayıs 2013'de, yani Gezi olaylarından önce 64'den 4,75'e kadar indi. Aradaki 58 lira vatandaşın cebinde kaldı. Bu paralar vatandaşa hizmet olarak geri döndü. Bundan rahatsız oldu birileri. Çünkü faizleri düşen, Türkiye'ye para satan malum lobi, sizin cebinize giren paranın onun cebine girmesine alışmıştı. Alışmış kudurmuştan beterdi. Türkiye'den istediklerini alamadıkları için geziyi peydahlamışlardı. Ancak tutmadı. Ondan sonra 17-25 Aralık darbe girişimini yaptılar. Asıl hedefleri günün Başbakanı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dı. Bu olayda da millet bekledikleri tepkiyi vermedi, yine liderine kenetlendi." ifadelerini kullandı.
"FETÖ, PKK, DEAŞ AYNI BEYİN TARAFINDAN YÖNETİLİYOR"
FETÖ, PKK ve DEAŞ'ın aynı beyin tarafından yönetildiğinin altını çizen Bağış, "Kullandıkları kimyasal maddelere, kullandıkları silahlara, zamanlamalara bakıyorsunuz, böyle bir organizasyon ancak aşağılık aklın ürünü olabilir diyorsunuz. 15 Temmuz'da bir kalkışma gerçekleşti. Bundan önce 8 ay boyunca haftada en az 2-3 saldırı gerçekleştiren PKK, 14 gün boyunca tek bir mermi bile atmadı. FETÖ'nün içinden ordumuza sızmış asker kıyafetli hain teröristlerde sınırlarda onların rahat girip çıkması için her türlü desteği verdi. Bakın ne zaman ki TSK'dan Başkomutanımız FETÖ'cü asker bozuntularını temizledi, yıllardır konuşulup, yapılamayan Türkiye'nin sınırlarında bir tampon bölgesi oluşturduk. Artık terörle bizim aramıza bir set çekildi. Yıllarca bu dış güçlerin piyonu olmuş yerli hainler maalesef bizi birbirimize düşürmek için kukla gibi kullanıldılar" şeklinde konuştu.
"ATATÜRK DÖNEMİ ÖRTÜLÜ BAŞKANLIK SİSTEMİYDİ KİMSE BUNA İTİRAZ EDEMEZ"
Anayasa paketinin çok önemli olduğunu vurgulayan Bağış, "Aslında sorunu iyi irdelediğimizde içimize fitne sokabilmeleri için adete davetkar bir hükümet sistemimiz olduğunu görüyorsunuz. Bunu değiştirmek için kabul edilen Anayasa değişikli paketi çok önemli. Siz bir iş yerinde iki patron olursa orada fitne çıkarırsınız. Bir gemide iki kaptan olursa, orada birbirlerine düşürebilirsiniz. Ancak onu teke düşürdüğünüz zaman kişiyi kendisiyle kavga ettiremeyeceğine göre o olasılık ortadan kalkmış olur. Şu andaki mevcut hükümetimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin 65. hükümeti. 93. yıllık Cumhuriyetin 65. hükümeti. Hesap ortada. Eğer biz istikrarlı başkanlık sistemini koruyabilseydik, 65. hükümete gelmek 325 yıl sürerdi. Atatürk dönemi örtülü başkanlık sistemiydi kimse buna itiraz edemez. İnönü'nün ilk dönemi de başkanlık sistemidir, sonradan sulandırılmıştır. Biz 65. hükümete 93 yılda geldik. Yani sistemin bize attığı 262 yıllık bir kazık var, kayıp var. Hizmet verebilmek, bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız en az 5 yıllık sürelerde imkanınızın, planınızın, programınızın olması lazım. Bizdeki sistem parlamenter sistemde değil. Bizdeki aşure sistemidir. Yasama, yürütme ve yargı arasında kontrol, yok. Uydurmuş muhalefet diyor ki denetim ortadan kalkıyor. Tam aksine şu anda denetim yok. Yeni sistemde yasama, yürütme ve yargı arasındaki çizgiler çok net bir şekilde ayrılıyor. Meclisin görevi yasa yapmak ve denetlemek" dedi.
"ASIL CEVABI NİSAN BAŞINDA VERECEĞİZ"
Konuşmasında CHP'ye de yüklenen Bağış, sözlerini şöyle tamamladı:
"Halen CHP'nin içindeki tuzlukçular kurcalıyor. En son gidip, MHP'yi de ikna etmeye çalıştılar ama Devlet Bey onlara gereken cevabı verdi. Çok net rakamlar ortada. Geziden evvel doları 1.80'dı. İşsizlik oranı yüzde 6'lara inmişti. Devletin borçlanma oranı yüzde 4,75'e inmişti. Mayıs 2013 Cumhuriyet tarihinin en başarılı ayıdır. Türkiye her alanda önemli hamleler gerçekleştirirken adeta el frenini çekmeye kalktılar. Bu millet de o frene uzanan eli tuttu ve gereken cevabı verdi. İnşallah Nisan başında asıl cevabı vereceğiz. İnşallah Türkiye'nin önü çok aydınlık. Artık bu milletin seçtiği Cumhurbaşkanı hem etkili hem de yetkili olacak. O kendi ekibiyle Türkiye'nin önünü açacak kararlar alacak. Bir tarafta FETÖ, PKK, HDP ve CHP. Diğer tarafta AK Parti, MHP, merkez sağ, merkez sol, vatanseverler, Özal, Demirel, Erbakan,Türkeş jenerasyonu. Yani Türkiye'ye takoz olanlarla Türkiye'ye hizmet edenler. Ayrım çok net ortada. Bir daha bu ülkede kimse inşallah koalisyon kelimesini kurmak zorunda kalmayacak. Çünkü Cumhurbaşkanlığı sisteminde koalisyon yok. Bu ülkede ne zaman koalisyon olsa bu ülke geriye gitmiştir. Ne zaman tek parti olmuştur, ileri gitmiştir. Bundan sonra biz hep ileri gideceğiz. 2023 hedeflerimize bu şekilde ulaşacağız. Evet sıkıntılar yaşıyoruz. Bunlar kutlu bir doğumun sancıları. Güçlü, bölgesinin umudu, lideri ve etkili bir Türkiye ortaya çıkıyor. İnşallah çok farklı bir noktaya gidiyoruz. Dünyadaki güçlü ülkelerin tamamının istikrarını güvence altına almış sistemlerle yönetilen ülkeler olması bir tesadüf değil. Bizdeki gibi fitne mekanizmasına açık hükümet modellerinde hep gerileme var."
İHA