Hamburg Türk Veliler Birliği, koruyucu aileler tarafından bakımı üstlenilen göçmen kökenli çocukların bakımı, sorunları ve gençlik dairelerinin tutumunu konu alan bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda konuşan dernek başkanı Malik Karabulut, “Federal İstatistik Dairesi verilerine göre 2007-2011 yılları arasında gençlik dairelerinin aldığı çocuk sayısı yüzde 36.5 artışla 38 bin 500’e ulaştı” dedi. Rakamın Avrupa ülkeleri arasında en yüksek oran olduğuna işaret eden Karabulut, 38 bin 500 çocuktan 9 bin 216’sının göçmen kökenlilerden oluştuğunu belirtti ve 3 ile 5 bin arasında Türk kökenli çocuğun da gençlik daireleri tarafından alındığını bildirdi. Malik Karabulut, “Sonuç korkutucu bir tablo oluşturuyor” diye konuştu.\n\n
“UYGULAMADA SORUN VAR”\n\nSempozyuma Fransa’dan katılan Avrupa Parlamentosu (EP) Gençlik Dairesi Çalışma Grubu Uzmanı Avukat Maitre Gregory Thuan Dit Dieudonne da, Almanya’da koruyucu aile ve çocukların hakları ile ilgili kanunların yeterli ve iyi olduğunu söyledi. Dieudonne, “Fakat uygulamada müthiş sorunlar çekiliyor. Birleşmiş Milletler tarafından ifade edilen çocuğun memnuniyeti ve insanca yetişmesi terimi Almanya’da farklı bir anlayış ile uygulanıyor. Gençlik dairelerinin keyfi uygulaması sürekli tartışma konusu yaratıyor” dedi.\n\n
“YABANCILAŞIYORLAR”\n\nLeuphana Üniversitesi Öğretim Üyesi, hukukçu Dr. Jorge Guerra Gonzales ise Almanya’da gençlik dairelerini kontrol eden bir makam ve mekanizma olmadığına dikkat çekerek, koruma altına alınan çocukların ailelerine yabancılaştırıldığını iddia etti.\n\n
“HÜRRİYETLERE AYKIRI”\n\nSosyolog ve dil uzman Zerrin Konyalıoğlu da, bir dine, bir uyruğa ve belli bir kültüre ait olan çocukların, ana lisanına, dini ve kültürel faktörlere bakılmaksızın öz ailelerinden alındıklarını vurguladı. Konyalıoğlu, “Çocuklar kendi öz kültür, din, anlayı- şına hiç alakası olamayan koruyucu ailelere veriliyorlar. Bu tutum tamamen temel hak ve hürriyetlere aykırıdır” dedi.