Türk basınına yer vermeyen Alman adaleti, daha önce tacizden yargılanan bir İsviçreli’nin davasında İsviçre basınına 10 yer ayırmıştı\n\nALMANYA’DA 8’i Türk 10 kişinin öldürüldüğü NSU cinayetlerinin görüleceği Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin Türk basınını dışlamasının yankıları sürüyor. Almanya’da günün konusu haline gelen olayla ilgili Alman basını da geniş haberlere yer verirken, ülkede 2.5 yıl önce görülen bir dava, istenmesi halinde gazetelere yer ayrılabileceğini gösteriyor.\n\n
“EŞİTLİK İLKESİ”\n\nMANNHEİM Eyalet Mahkemesi’nde Eylül 2010 yılında görülen ve ülke çapında büyük yankı uyandıran “Kachelmann” davasında, birçok İsviçreli gazeteciye, sanığın “İsviçre vatandaşı olması hasebiyle” özel yer ayrıldı. Hatta mahkemenin basın bildirisinde, “Basın akredite edilirken, Kachelmann’ın İsviçre vatandaşlığı da gözönünde bulunduruldu” denildi.\n\n
10 KİŞİYE YER\n\nBASINA salonda yer ayrılırken, “Eşitlik ilkesinin dikkate alınarak” akreditasyon yapıldığı belirtilen basın bildirisine göre, radyo, TV, gazete ve dergilere yer ayrıldı. Bildiride, “+ işareti, İsviçre’den dikkate alınması gereken basın mensuplarını simgeler” denilirken, toplam 10 İsviçreli basın mensubunun davaya akredite olduğu dikkat çekiyor.\n\n
HİÇ KİMSE YOK\n\nTOPLAM 48 basın mensubunun akredite edildiği davada 10 yer, İsviçreli basın mensuplarına ayrılmıştı. Şimdi ise Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi, tek bir Türk gazeteciyi bile salona almıyor. Ünlü hava durumu sunucusu, İsviçre vatandaşı Jörg Kachelmann, eski sevgilisinin tecavüz iddiasıyla yargılanmış, görülen mahkemede beraat etmişti.\n\n
“EŞİTLİK İLKESİ”\n\nMANNHEİM Eyalet Mahkemesi’nin açıklamasında, şöyle deniliyor:\n\n“Akreditasyonlar yapılırken, eşitlik ilkesi dikkate, belirli kriterlere göre ayrım yapılmıştır. Bu esnada da Kachelmann’ın vatandaşlığı göz önünde bulundurularak İsviçre basını da uygun şekilde dikkate alınmıştır.”\n\nMahkemenin basın bildirisinde, akredite edilecek basın mensuplarının sayısına da değinilirken, parantez içinde bazı rakamlar da dikkat çekiyor. Bildiride “+” işaretleri, “+ işareti, İsviçre’den dikkate alınması gereken basın mensuplarını simgeler” deniliyor.\n\n
Hükümet de destek verdi\n\n
DESTEK ÇIĞ GİBİ\n\nMÜNİH Eyalet Mahkemesi’nin Türk basınını dışarda bırakan akreditasyon uygulamasına, çığ gibi tepki gelirken, Türk basınına da bir o kadar destek verilmeye başlandı. Bazı gazete ve serbest muhabirler yerlerini SABAH’a teklif ederken, mahkeme buna da karşı çıktı.\n\n
HÜKÜMETTEN TEPKİ\n\nÖTE yandan Alman hükümeti de uygulamayı eleştirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schaefer, “Bu dava Türk kamuoyunu ve Almanya’daki Türkleri de çok yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle Türk basınının da haber yapabilme imkanı olsaydı, iyi olurdu” dedi, ancak bunun nasıl olabileceği konusuna değinmedi. Hükümet sözcüsü Steffen Seibert de dolaylı şekilde Türk basınına davaya katılma imkanı verilmesi çağrısı yaptı.\n\n
“GÖZLER ALMANYA’DA\n\nSEİBERT, “Hükümet olarak, Türkiye’de bu davaya bu kadar çok ilgi gösterilmesine anlayış gösteriyoruz. Sonuçta bu korkunç cinayetler serisine kurban gidenlerin sekizi Türk. Basının ilgisine hassas yaklaşılması umuluyor” dedi. Alman Hükümetinin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer de Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’ne “akreditasyon uygulamasını gözden geçirme” çağrısında bulundu. Böhmer, “Bu davada tüm dünyanın gözü Almanya’nın üzerinde olacak” diye konuştu.