AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) evsahipliğindeki Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Strasbourg’daki toplantısında yaptığı konuşmada, sezaryen ve kürtaj tartışmasına değindi. Şahin, sezaryen doğum oranının AB ülkelerinde yüzde 15-20 seviyesindeyken ve Dünya Sağlık Örgütü bu oranın yüzde 20’yi geçmemesi yönünde hedef belirlemişken, Türkiye’de neredeyse her 2 kadından birinin buna başvurmasının ve hatta özel hastanelerdeki doğumlarda sezaryen oranının yüzde 80-90’lara ulaşmasının kabul edilebilir olmadığını söyledi. “Buna karşı sigarayla mücadele benzeri bir kampanya başlatıp sezaryenden sonra olabilecek dezavantajları anlatacağımız bir sürecin yaşanması ve bu oranı aşağı çekmemiz gerekli” diyerek Şahin, Sağlık Bakanlığı’nın bunu önemli bir politika olarak benimsediğini anlattı. Hükümetin sezaryenle ilgili açıklamalarının anlaşılırken, kürtajla ilgili çok soru aldıklarını belirten Şahin, dünya ortalamalarına da bakıldığında yüzde 40 civarındaki istenmeyen gebeliklerin kürtajı beraberinde getirdiğine işaret etti. Doğum kontrolle ilgili modern koruyucu tedbirler yerine kürtajın “sanki bir aile planlaması yöntemiymiş gibi kullanıldığını gören bir fotoğrafla karşı karşıya oldukları”nı dile getiren Şahin, “Neden bir kadın kürtaj ister? Ya kendiyle ilgili, ruh sağlığıyla ilgili bir sorunu vardır ya bebeğiyle ilgili vardır. Ve çevre faktörü yani onun ekonomik ve sosyal şartlarının çocuğu doğurmaya müsait değildir. Ya tecavüz vardır, ensest vardır. Şimdi bu kadar değişkeni olan bir noktada tek tip ve tepeden bakışla ben bunların hepsini yasaklıyorum diye bir bakış olabilir mi? Bu çalışma içerisinde her bir neden için ne yapılması gerektiğini ortaya koyuyoruz”diye konuştu. AP Türkiye’de kadın hakları raportörü Emine Bozkurt ise kürtaj tartışmasının kadınlarca yapılması gerektiğini savundu.