İsrail'in bir yıldır devam eden Gazze'deki soykırımı Türkiye'nin birçok ilinde olduğu gibi Ardahan'da düzenlenen gösterilerde lanetlendi. Katliamın birinci yıl dönümünde Ardahan 'da, Filistin Platform tarafından düzenlen eylemde sokağa çıkan vatandaşlar İsrail'e lanet okudu.
Milli Egemenlik Parkında basın açıklaması yaparak Siyonist İsrail'i protesto eden Ardahan Filistin Platform Başkanı ve aynı zamanda Memur Sen İl Temsilcisi Serkan Karataş şu açıklamayı yaptı;
"Siyonist İsrail, Gazze'de tam 365 gündür soykırım yapıyor. Dünya kör, dünya sağır, dünya suskun. Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın kırk iki binden fazla insanı katleden, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri dahi bombalayan soykırımcıyı, kandan beslenen katil sürüsünü cesaretlendiriyor. Çocukları öldürmeyi itikatlarının gereği sayan devlet görünümlü sapkın terör örgütü emperyalist sistemin koruması altında bölgeyi kan gölüne çeviriyor ve soykırım siyasetini bütün bölgeye yayıyor. Tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın başka hiçbir yerinde katilin, soykırımcının bu kadar desteklendiği başka örnek yoktur! Batılı emperyalist güçler İslam'a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını İsrail denen Siyonist katil çete eliyle gerçekleştiriyor. Söz konusu Müslümanlar olunca bugüne kadar iddia ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi bütün değerlerini çiğnemeleri bundan. Bir düşünün, kendilerinin dışındakilere "insanımsı" diyebilecek kadar insanlıktan çıkmış bir ırkçı bir rejim ve inançla karşı karşıyayız.
Aklın, idrakin ve vicdanın rafa kalktığı bu kör bir inanç emperyalizmin desteği ile dünyayı bir cehennem çukuruna sürüklüyor. Dilimiz varmıyor ama, hapishanelere doldurdukları masum kardeşlerimize tecavüze varacak kadar ileri giden bir cinnet halini hangi akıl açıklayabilir. Uluslararası sistem ahlaken, fikren, fiilen çöktü. Uluslararası kurumlar çöktü. Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu koşulsuz destekleyen emperyal güçler karşısında savunmasız. "
MAZLUMUN AHI ARŞA ULAŞTI
Karataş sözlerine şöyle devam etti; "Anaların feryatları vicdanları ateşe verdi. Artık, ne söz yetiyor, ne kelam.Her şey gözümüzün önünde oluyor. Gazze'de olanları, Siyonist İsrail'in propaganda aygıtına kanarak "bizden uzakta" diyen aymazlar uyanır mı bilemeyiz ama, biz gerçekleri bir kere daha hatırlatalım. Bizzat batılılar tarafından sırtı sıvazlanan Terörist İsrail, bugüne kadar, kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve hastanelerde tedavi gören 42 bin canı katletti. Tekrar ediyorum! Batılı Başkentlerde alkışlanan katil Netenyahu yönetimindeki Siyonist İsrail, 7 Ekimden bu yana. 17 bini çocuk, 11 bin beş yüzü kadın olmak üzere 42 bin Filistinli masum insanı katletti. Bunlar resmi rakam, 97 binden fazla yaralı, on binlerce kayıp var. Bunlar istatistiki bir rakam değil, bunların her biri insan, her biri kardeşimiz. Bunlar bizim evlatlarımız, annelerimiz, bacılarımız. Bunlar insanın vicdanını kanatan gerçekler. Okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalarken, insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan siyonist rejim, Lübnan'a başlattığı saldırılarla sapkın inancıyla şekillendirdiği arz-ı mev'ud hedefine ulaşmak için bütün bölgeyi ateşe vermeyi planladığını gösterdi. Orada da durmayacaklar, biliyoruz."
ATEŞ YAKLAŞIYOR
Lübnan saldırısıyla savaşın yeni bir evreye geçtiğini anlatan bildiride İsrail'in asıl amacının ülkemiz olduğu vurgulandı. Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi, "Gazze'de rablerine şikayette bulunan çocukların ahı, insanlığı bulmayacak mı zannediliyordu. Ne demişti o küçük kız, 'Sizlere hakkımı helal etmiyorum. 'Ya 8 yaşındayken büyümek zorunda kalan o çocuk, 'ben çocukluğumu yaşayamadım ki 'demişti. Ama onlar yine de zulme ve katile karşı şerefle, inançla direndiler. Boyun eğmediler. Zillete razı olmaktansa direnmeyi ve şehadeti seçtiler. Bir tarafta sözde uluslararası hukuk, diğer tarafta 365 gündür ölümü her gün yüzlerce kez yaşayan o çocukların bilge sözleri. Sözde ateşkes çağrılarıyla barış maskesi takan Batı, arka planda kendi değerlerine savaş açmış soykırımcıya silah, para ve siyasi destek verirken, insanlığın onuru Filistinli çocukların, kadınların ve erkeklerin omuzlarında. "dedi