Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, "Vergi Suçlarında Uygulama Sorunları Sempozyumu"nun açış konuşmasını gerçekleştirdi. Akarca, yüksek mahkemelerin, adaletin genel işleyişine ilişkin en doğru ve zengin bilgilere sahip olduğunu, en isabetli gözlemleri yapabilecek konumda olduklarını söyledi.
"Vergi Suçlarında Uygulama Sorunları Sempozyumu" Yargıtay Yeni Yerleşkesinde gerçekleştirildi. Sempozyuma, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil ve yargı mensupları katıldı.
Sempozyumun açış konuşmasını gerçekleştiren Akarca, kamu giderlerinin karşılanmasının ana kaynağının vergi olduğunu belirterek, "Toplanan vergiler yoluyla sağlanan mali kaynak sayesinde kamu ihtiyaçları karşılanır. Bu nedenle vergilerin zamanında ve tam olarak toplanması hem devlet ve toplum düzeninin devamı hem de vergi yükünün dengeli ve adil dağıtılması bakımından önemlidir. Anayasamızın 73'üncü maddesine göre, 'Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür'" ifadelerini kullandı.
Vergi hukukunun, içerdiği mali, idari ve cezai hükümler ile hukuk sisteminde önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapan Başkan Akarca, "Vergilerin toplanması için çeşitli derecelerde zorlayıcı tedbirler alınması ve vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere karşı caydırıcı yaptırımlara başvurulması adil bir vergi sisteminin işleyişi bakımından zorunludur" diye konuştu.
"YÜKSEK MAHKEMELER, ADALETİN GENEL İŞLEYİŞİNE İLİŞKİN EN DOĞRU VE ZENGİN BİLGİLERE SAHİP OLUP, EN İSABETLİ GÖZLEMLERİ YAPABİLECEK KONUMDADIRLAR"
Yüksek mahkemelerin, sadece temyiz edilen dosyaların hukuki denetiminin yapıldığı yerler olmadığına dikkat çeken Akarca, "Uluslararası belgelerde, çağdaş toplumun adalete ilişkin beklentilerinin karşılanması konusunda yüksek mahkemelerin açıklık ve duyarlılık göstermeleri önemle vurgulanmaktadır. Bu nedenle yüksek mahkemeler, adaletin genel işleyişine ilişkin en doğru ve zengin bilgilere sahip olup, en isabetli gözlemleri yapabilecek konumdadırlar. Edindikleri bu bilgileri ve yargının genel işleyişine ilişkin çözüm önerilerini tüm adalet aktörleri ve toplumla paylaşarak, adalet politikalarına katkı sağlamalıdırlar" şeklinde konuştu.
"YARGITAY'DA VERGİ SUÇLARINA BAKMA GÖREVİ UZMANLAŞMANIN TEMİNİ BAKIMINDAN SADECE BİR DAİREYE VERİLMİŞ, BÖYLECE İÇTİHAT TUTARLILIĞI, HUKUKİ GÜVENLİK VE İSTİKRAR GÜVENCE ALTINA ALINMIŞTIR"
Vergi suçlarının Türk Ceza Kanununda öngörülen suç tiplerinden farklı olduğunu, delillerin değerlendirilmesi başta olmak üzere soruşturma ve kovuşturma sırasında gözetilmesi gereken birçok farklı unsur içerdiğini anlatan Akarca, şunları kaydetti:
"Ceza hukukuna veya ceza muhakemesi hukukuna özgü genel bilgiler, bu suçların soruşturulması ve kovuşturulması için yeterli olmamaktadır. Vergi suçlarına ilişkin bozma oranının ortalamanın iki katından fazla olması, bu yargılamaların uzman mahkemeler tarafından yapılmasını gerekli kılmaktadır. Yargıtay'da vergi suçlarına bakma görevi uzmanlaşmanın temini bakımından sadece bir daireye verilmiş, farklı daireler arasında paylaştırılmamıştır. Böylece içtihat tutarlılığı, hukuki güvenlik ve istikrar güvence altına alınmıştır. Bölge adliye mahkemelerinde ve ilk derece mahkemelerinde de uzmanlaşmaya gidilmesinin yararlı olacağına inanıyorum. Vergi suçlarında uzmanlaşmış mahkemelerin kurulması, daha az sayıdaki hakime daha düşük maliyetle eğitim verilmesi anlamına da gelir. Bu sayede hakimler, vergi suçlarına ilişkin emsal kararları ve gelişmeleri fazla zaman ve emek harcamadan takip ederek gecikmeksizin ve isabetli karar verebilirler. Böylece artan adli kalite, ortalama yargılama süresinin ve iş yükünün de azalmasına katkı sağlar."
YENİ YERLEŞKE
Yargıtay'ın, uzun süreden beri altı farklı binada ve son derece yetersiz fiziki koşullar altında görevini ifa ettiğini, Eylül ayında açılışı yapılan yeni hizmet binasının, anayasal görevin layıkıyla yerine getirilmesine ilişkin temel bir ihtiyacı giderdiğine vurgu yaptı.
"TÜRK MİLLETİNE OLAN MİNNET BORCUMUZU, ADALETİ GECİKMEKSİZİN VE İSABETLİ KARARLAR VEREREK YERİNE GETİREBİLİRİZ"
Günün koşullarına göre oldukça elverişli hale gelen fiziki ve teknik koşulların, Yargıtay'ın hukukun gelişmesine katkı sunmayı amaçlayan vizyonuna uygun bir alt yapı oluşturduğuna dikkat çeken Akarca, "Bu şekilde halkımıza sunduğumuz yargı hizmetinin kalitesini daha da artıracağız. Bize bu mükemmel çalışma imkanını sağlayan yüce Türk Milletine olan minnet borcumuzu, özverili çalışmalarımızı katlayarak, adaleti gecikmeksizin ve isabetli kararlar vermek suretiyle yerine getirebiliriz" dedi.
"YARGITAY SON YILLARDA ÇOK ÖNEMLİ YAPISAL REFORMLAR GERÇEKLEŞTİRDİ"
Yargıtay'ın son yıllarda çok önemli yapısal reformlar gerçekleştirdiğin aktaran Akarca, şöyle konuştu:
"Bu yenilenme ve dünyadaki temyiz mahkemeleri arasında en iyi uygulama örneklerini geliştirme çabası gün geçtikçe ivme kazanarak devam etmektedir. Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesinin 2019 yılında Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey'de kabul edilmesi, Yargıtay'ın küresel yargı bakımından da önemli bir aktör olduğunun en önemli göstergesidir."
Şu an, en önemli önceliklerinden birinin adli kalitenin artırılması olduğunu söyleyen Akarca, "Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinin de etkisi ile Yargıtay'ın iş yükünde meydana gelen azalma, Yargıtay'ın asli görevi olan içtihat tutarlılığının güçlendirilmesi bakımından bize tarihi bir fırsat sunmaktadır" ifadelerini kullandı.
"ÇABALARIN KISA SÜRE İÇİNDE TOPLUMUN VİCDANINDA HAK ETTİĞİ YERİ BULACAĞINDAN EMİNİM"
Yargıtay içinde uygulamaya başlanan Dosya İzleme Sistemini detaylandırarak kalite standartlarını her geçen gün arttırdıklarını belirten Akarca, Yargıtay bünyesinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler paylaşarak, bu çabaların kısa süre içerisinde toplumun vicdanında hak ettiği yeri bulacağından emin olduğun söyledi.