Çok büyük sıkıntı var, bütün dünya dalga dalga bir büyük felaketle boğuşuyor. Virüs deniyor, aşı deniyor vesaire, neticede insanlığın yaşadığı gerçek ortada.
Ekonomiler daralıyor, hükümetler zorlanıyor ve bunun sonu nereye varır tahmini zor bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Bir süredir tek gündemli bir hayatı hep birlikte yaşıyoruz.
Kendimizi çocuklarımızı korumaya çalışırken en yakınlarımızın, sevdiklerimizin kayıp haberlerini alıyoruz.
Topyekûn bir bedel ödüyoruz adeta.
***
Devlet kesenin ağzını açtı, bakanlıklar yeni tedbirler kapsamında işçi-çiftçimemur tüm çalışanların, emeklinin, esnaf ve sanatkârın sıkıntısını hafifletmeye çalışıyor.
Bu arada bazı vilayetlerde belediyelerin kendi mülklerinde kiraları düşürmek gibi yük hafifleten tedbirleri uygulamaya soktuklarını, nakdi yardımda bulunduklarını duyuyor, görüyoruz.
Ankara Büyükşehir başta olmak üzere bizim belediyelerimiz, TOBB, TESK gibi meslekî kuruluşlar, SENDİKALAR bu konuda ne gibi bir çalışma içindeler merak ediyoruz?
O muhteşem binalarda, o makamlarda öylece oturma zamanı değil. Her şey devletten beklenmez, herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.
***
Hep birlikte bu zor günleri aşacağımız noktasında umutlarımızı besliyor, normale döneceğimiz günleri sabırla bekliyoruz.
Bize düşen belli; sağlığımız için ne tavsiye ediliyorsa onu yapacağız. Maskesiz dolaşmayın, fiziki mesafeye, temizliğe dikkat edin deniyorsa ihmal etmeyeceğiz.
Normal günlerin alışkanlıklarıyla hareket etmek işi zora sokacak ve en başta kendimize zarar verecektir.
***
Anlatmadan geçemem: Geçenlerde iki genç kızı garip siyah giysiler içinde, ilginç makyajla gördüm. Siyah pelerinleri, başlarında "fötr" dediğimiz şapkaları vardı. TV'de "Cadılar Bayramı" adıyla bir sapıklığın dünyada nasıl kutlandığı haberlerini duyana kadar bir anlam verememiştim.
Anladım ki bizim çocuklarımız cadı kıyafetiyle bu sapıklığa alet olmuşlardı.
Şaşkınlığım ve üzüntüm bir kat daha arttı.
Böyle bir günde başka şey söylemeyip sadece düşünmeye davet edeceğim!