İstinye Üniversitesi İSBF Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü Başkanı Doç. Dr. Aybike Serttaş, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü nedeniyle değerlendirme yaptı. Serttaş çocuk hakları ve çocuk istismarının medyada nasıl yer bulması gerektiği üzerinde fikirlerini açıkladı:
YETİŞKİN BAKIŞI: Çocuklar yetişkin bireyler gibi haklara sahiptir. Medyada doğru bir şekilde temsil edilmeleri gerekir. Ebeveynlerin sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar, çocukların rol aldığı dizi, film ve reklamlar, çocuk oyuncuların ailelerinin bu çocuklara dair tasarruflar gibi pek çok konu mercek altına alınmalı. Çocuklar kendilerini görünmek istedikleri gibi değil yetişkin bakışının sınırları ile sunarlar. Haberlerde çocukların görüntüleri sıklıkla savaş, kıtlık gibi yetişkinlerin dikkatini uyandırmak için kullanılır. Sansasyonel veya trajik unsurlar taşıyan haberlerde çoğunlukla mağdur ve talihsiz olarak resmedilir. Haber medyası çocukları yetişkinler arasındaki güç ilişkilerine işaret eden küçük, korumasız ve bağımlı canlılar olarak etiketler.
İSTİSMARA GİRER: Çocuklar yetişkin bireyler gibi haklara sahiptir. Çocukların geniş kitlelere ulaşan medyada doğru bir şekilde temsil edilmesi gerekir. İstismarın çocuğa fiziksel veya psikolojik olarak kötü davranma, ihmal, cinsel istismar ve ticari çıkarlar için çocuğu kullanmak gibi geniş bir kapsamı vardır. Aslında, çocuğun yetişkin dünyasında herhangi bir şeye alet edilmesi de istismara girer. Özellikle ebeveynler, sosyal medya paylaşımlarında ikilemde kaldıklarında kendilerine şu soruyu sorabilirler: "Bu paylaşım benim için mi, çocuğum için mi?"
DELİLLER: Medyanın çocuğa yönelik istismar ve şiddet haberlerdeki işlevi, bilgilendirme ve eğitme üzerine kurulmalıdır. Medya metinlerini üreten kişiler, popüler ve sansasyonel söylemlerden kaçınmalıdır. Yayınların içeriği sadece delillere dayanmalı ve uzman görüşleri ile çerçevelenmelidir. Verilen pek çok bilgi ve kullanılan görseller için ailenin onayı alınmalı, mümkün olduğu kadar aileyi görsel olarak tanıtmaktan kaçınılmalı. Medya, yasa yapıcılarla toplum arasında köprü vazifesi görmek, çözüm önerilerinin tartışılmasını sağlamalı, kişi ve kurumları sorumluluk almaya ve sistemle yüzleşmeye teşvik etmeli.
TASVİRLERE DİKKAT: Şiddetin haz duyulan bir öğe gibi tasvir edilmesinin önüne geçilmeli. Haber içerisinde "alçakça, korkunç, iğrenç" gibi aşırı duygu içeren, tiksinti uyandıran sıfatlardan uzak durulmalı. Mahkeme kararı, tutanak, otopsi raporu gibi belgeler kamu yararı olmadıkça açıklanmamalı.
FAİLE ODAKLANMALI: Haberde fail yerine istismar edilene odaklanan görsellerden kaçınılmalı. Bunlar dramatik görseller, dur işareti yapan çocuk, oyuncağını tutan çocuk, kınalı eller, korkan, ağlayan, utanan çocuk tasviri, gelinlikli çocuk gibi sıralanabilir. Son olarak kurban, mağdur gibi kelimeler, kurbanın iddiası gibi ifadeler mümkün olduğunca kullanılmamalı. Yayın faile odaklanmalı.
YANLIŞ YARGILAR: Sadece kız çocukları tacize uğrayacağı, sosyo- ekonomik düzeyi düşük olan bireylerin istismara eğilimli olacağı düşüncesi, istismarcıların pis ve hasta olduğu, istismarın sıklıkla bireyin tanımadığı kişiler tarafından gerçekleştirildiği ve istismarcının güç kullandığı yargıları yanlıştır.
ÇOCUK 'HAYIR' DEMEYİ BİLMELİ: Çocuğun bedenine önce aile içerisinde saygı duyulmalı, çocuğun kıyafetleri, çamaşırları ya da bezi kamusal alanda değiştirilmemelidir. Çocuk hem "Hayır" demeyi hem de kendisine "Hayır" dendiğinde bunun ne anlama geldiğini bilmelidir.