Geçtiğimiz yıl annesini kaybettikten sonra oğlu ve babasına bakabilmek için mesai gözetmeksizin gece gündüz çalışan Sayın, karayolu taşımacılığı ile ilgili kargo yükleme boşaltma işlemlerini gerçekleştiriyor. Sayın'ın hayali ise 'Sayın Taşımacılık' yazan bir TIR'ın dünya çapında tanınması. 1975 Bayburt doğumlu Dilşad Sayın, emekli asker bir babanın kızı. 14 yaşında 1 oğlu var. İş orta ve lise eğitimimi Ankara'da tamamladı. Trabzon'da Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji bölümünü okudu. Uzun yıllar Trabzon'da, Samsun'da ve son olarak Ankara'da tıbbi mümessillik yaptı. Evlendi. Ayrıldıktan sonra ailesinin yanına Ankara'ya döndü. Bakmakla yükümlü olduğu bir oğlu var. 1.5 yıl bir ilaç firmasında çalıştı. Ardından toptancılar sitesinde işe başladı. Çeşitli firmalarda yöneticilik ve kasiyerlik yaptı. Karşısına bir iş teklifi geldi. 'Ambarcılık yapar mısın güvenilir bir kişi arıyoruz' dediler. Ama Sayın, ambarın ne olduğunu bilmiyordu. 2014 yılında ambar firmasında müdür olarak başladı. 1 yıl sonra da kendi şirketini kurdu. Bu süreçte Sayın kendini kabul ettirmek için çok ter döktü. Sayın yaşadıklarını şöyle anlattı: "Yük taşımacılığı ne demek bilmiyordum. İnsan her şeyi öğreniyor. Yeter ki bir şeyleri yapmak istesin. Rahmetli annem bana 'O işte ne işin var akşama kadar erkeklerin arasında bütün gün çalışıyorsun' derdi. Bir dönem müşterilerimden burayı devraldığımı sakladım. İlk 1 yıl yöneticiydim hep geri planda kalmıştım. Tepki çekeriz, ne olur ne olmaz diye kendimi muhasebeci, sekreter diye tanıtmıştım. İlk işe başladığım zaman sıkıntı büyüktü. Hiç kadınla çalışmamış çeşitli erkek arkadaşların arasına girdim. Toplantı yapacağım dediğim zaman böyle garip garip bana baktıklarını hiç unutmuyorum. Beyler beni kaçırmak için çok uğraştılar. Kadın yönetici, kadının depoda ne işi var cümlelerini çok duydum. Tehditler yedim. Şu an onların hiç biri yok. Tek başıma kaldım. Allah'a şükür yeni kadromuzu kurduk. 1 yıl burada yöneticilik yaptıktan sonra 2015 yılı Mart ayında kendi şirketimi kurdum. Şu anda Denizli -Ankara arası çalışan 3 firmadan bir tanesiyiz. Hatta tanınırlık açısından ilk firmayız diyebilirim. Ne mi taşıyoruz. 1. derecede ev tekstili. Evinize ulaşan nevresim ve bornoza kadar her şeye bizim elimiz değiyor. Bunun dışında ev eşyası hariç, mermer, sanayi maddeleri, paletler. Her türlü malzemeyi taşıyoruz."
TEK BAŞIMA DEVAM EDİYORUM
Sayın, "6 yıldır mesleğimi icra ediyorum. Dilşad'ın çok bir özel hayatı kalmadı. Sabah 7.30 gibi ambara giriyorum, akşam 9.30'da çıkıyorum. Kendime ayırabilecek çok fazla vaktim kalmıyor. Evde bir çocuğum ve babam var. Geçen yıl annemi kaybettim. Yemesi, içmesi evin alışverişi her şeyi bana ait. Farklılığı sevdiğim için bu mesleğin içinde buldum kendimi. Kadınların fazla olmadığı bir sektörde olmak güzel. Kadınlar var evet sektörümüzde ama eşiyle, babasıyla birlikte ya da farklı konumlarda olanlar var. Elbette ki destekçilerim oldu. Denizli'deki iş ortaklarım, buradaki arkadaşlarım ve ailem bu konuda destek oldular. Ama tek tabanca girdim tek tabanca devam ediyorum" ifadelerini kullandı.
DÜNYA ÇAPINDA TANINMASI
SAYIN, "Tek hattımız var. Bu işte tek hatta çok kazançlı olmak mümkün değil. Çünkü kazandığınızın çoğu vergidir, sigortadır, maaştır harcamalarla başa baş gidebiliyor çoğu zaman. Ama 2. hat 3. hat aldığınız zaman o zaman daha karlı işler yapabiliyorsunuz. Kocaman TIR'lar görüyorum. Tek hayalim 'Sayın Taşımacılık' yazan bir TIR'ın dünya çapında tanınması" dedi.
KARGOLAR GİBİ KAT ÇIKMIYORUZ
SAYIN, "Bana ne iş yapıyorsunuz diye sorduklarında yük taşımacılığı yapıyorum diyorum. Hadi canım diyorlar. O ne diyenler oluyor. Ben de kargonun daha büyük parçaları daha ekonomik fiyata çalışan bir nakliye şirketi diyorum. Esnaf malını çekiyoruz biz. Bizim kargolardan farkımız ise kat çıkmıyoruz. Kapının önüne bırakırız esnaf daha sonrasında kendi alır" diye konuştu.
NEVRESİMİN BU KADAR AĞIR OLDUĞUNU BİLMEZDİM
PERSONEL bulma konusunda sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Sayın, "Nevresimin bu kadar ağır olduğunu bilmezdim. İşimiz çuval ağırlıklı olduğu için hepsi bir çuvala yüklendiği zaman 100 kilo olabiliyor. Kadın olarak buna gücünüz yetmiyor ve insanlara muhtaç oluyorsunuz. Personel çalıştırıyorsunuz personel bir süre sonra sağlık problemleri yaşayabiliyor. Bu yüzden personel bulma konusunda sıkıntıya düşüyoruz. Kadromuz sağlam olursa yapamayacağımız iş yok bu işte" dedi.