Yanan ormanların hesabını birilerinin vermesi gerekir.
Nallıhan'dan sonra
Kızılırmak Deltası kuş cennetinde çıkan yangında da
1000 hektar alan kül oldu.
Normal yangınlardan öte bir durumdur orman yangınları, geleceğimizin yanmasıdır.
900 Hektarlık Nallıhan yangınının ardından Kızılırmak Deltası kül oldu.
UNESCO dünya mirası listesindeydi delta, gördünüz mü bilmiyorum, zengin kuş çeşitliliğine sahip, göçmen kuşların uğrak yeri güzelim deltanın önemli bir kısmı yandı kül oldu. Başlangıç cümlemi tekrar ediyorum: Bu yangınların hesabını birilerinin vermesi lazım.
Nallıhan'daki yangının raporu
Cumhurbaşkanı'nın önüne geliyor.
Aslında bağımsız bir denetim grubu oluşturup bütün önemli yangınlar hakkında birer rapor alınmalı.
Ne zaman yangın başlamış, müdahale ne zaman olmuş ne kaybedilmiş tek tek soruşturulmalı.
"Mevsim gereği her sene olur" diyerek yangınlar asla geçiştirilmemelidir.
Kendisi de
Nallıhanlı olan
Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan'ın tespitleri önemli. Ceylan, geç
müdahaleyi 1. sebep olarak görüyor.
Organizasyon bozukluğu, sevk ve idarede kopukluk yangının büyümesinde ikinci sebep. "Personel orman yollarını bile bilmiyor" diyor.
Niye? Çünkü başka yerden getirtildiler.
4. sebep "Tabii Tensil" denilen kesim atıklarının öbek öbek orman içinde bırakılmış olması
Nallıhan yangınını körüklemiş. Soğutmada da yetersizlikler yaşanınca yangın büyümüş.
Dediğim gibi, bir rapor halinde bu yangın Cumhurbaşkanının da önüne gelecek.
Ormancıların şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri gerekir.
Tek bir ağacın dahi yanmasına bu milletin tahammülü yoktur.
Bilhassa ardıç, ormanın altın ağacıdır, her yönüyle çok değerlidir. Kuş cenneti yangınları ise bütün vicdanları sızlatır.
Hataya tekrar düşmeden, bütün orman yangınlarımıza esasen milli savunma konusu kadar hassasiyet gösterilmesi icap eder. Milli varlığımıza ve ormana kast edenin cezası affolunmaz.