Nallıhan yangını
Ankara'nın afetidir. Doğa-çevre anlamında her ilin bir yumuşak karnı vardır. Mesela İstanbul, bilim insanlarının "kaçınılmaz" dedikleri o büyük depremin kâbusu ile yaşamaktadır. Diğer illerin de böyle yöreye has özel durumları vardır.
Ankara'nın ormanları da öyledir ve başkent için önemlidir.
Çankaya'dan
Keçiören'den ibaret değildir
Ankara..
Nallıhan'ı,
Elmadağ'ı,
Koçhisar'ı velhasıl her hal ve şartı ile
Ankara'dır.
Nallıhan'daki orman yangının külleri henüz soğumadı. Üzerinde durulması gereken bir olaydır ve yalnız Ankara için değil,
Türkiye için önemli bir olaydır bu yangın.
Nallıhan yangınının mercek altına alınması gerekir.
Nallıhan'daki yangın anlayan, bilen, yaşayan insanların ciğerini yaktı. Bunlardan biri de
Nevzat Ceylan. Nallıhan'da doğmuş büyümüş bir insan
Nevzat Ceylan. Siyasete atılmadan önce Milli Parklar'ın da en üst derece yöneticisiydi, genel müdür olarak görev yaptı.
Nallıhan'daki yangın başlayınca orman işçisi gibi gece gündüz bizzat mücadele ettiğini gördük. Söylediği bir şey var
Nevzat Bey'in; "Ormanları yok eden yangınlar değildir" diyor. Öyleyse geriye müdahale biçimi kalıyor. Bu noktada ben de orman yangınlarına zamanında ve doğru biçimde müdahale edilmiyor mu diye sormak istiyorum.
Orman yangınlarına karşı uçağı, helikopteri ve her türlü mücadele ve müdahale araçlarını devletimiz sağlamış bulunmaktadır. Teşkilatın her türlü donanımı tam ama gelin görün ki yangınların önü alınamamaktadır. Ormanlarda kimin yangını çıkardığı önemlidir ama yangınların neden zamanında söndürülemediği bundan daha önce gelen bir sorudur ve sorudur.
Nallıhan'da 900 hektar ormanı kaybettik. Yalnız ağaçlar değil, güzelim yaban geyikleri, kuşlar, bütün canlılar bu yangında can verdiler. Ormana zarar vermesin diye çekilen tel örgüler içinde kalan geyikler yangından kaçamamış kavrulmuşlar. Bir yanlış uygulama da bu tel örgü uygulamasıdır.
Nevzat Ceylan, yangının büyümesini geç müdahaleye bağlıyor. Teşkilatın moral motivasyonunun da önemine dikkat çekiyor. Bir süre ben de
Orman Bakanlığı'nda, Ormancıların içinde görev yaptım. Ormancıların da meslek taassubu içindeler. "Kol kırılır yen içinde kalır" derler ve olayları kapalı devre tartışırlar. Ağaçlandırma çalışmalarını olabildiğince duyurup, ne kadar alanı ağaçlandırdıklarını gururla anlattıkları halde yangınları hiç konuşmazlar. Bunun da konuşulup tartışılması gerekir. Bu konuya devam edeceğiz.