Küçük yaşta geçirdiği kaza nedeniyle yürüme engelli olan 55 yaşındaki Yanık, yakınlarının tavsiyesi üzerine 13 yaşında bir ustanın yanında terzilik mesleğine adım attı. Yaklaşık 42 yıldır mesleğini en iyi şekilde yapmaya çalışan Erdoğan Yanık, son yıllarda çevresindekilerin hazır giyime yönelmesi sonucu işlerinin azalması üzerine, vaktini değerlendirmek için atık ahşap malzemelerden hiç görmediği gemilerin maketlerini yapmaya başladı. İş yerindeki vaktinin bir bölümünü gemi maketleri yaparak geçiren Yanık, hem gemilere özlemini gideriyor hem de bir gün gemilerle mavi yolculuğa çıkmanın hayalini kuruyor. Terzi Yanık, engeline rağmen uzun yıllardır işini ilk günkü heyecanla yapmaya devam ettiğini ifade etti.
MAHARET İSTIYOR
Terziliğin maharet isteyen zanaat olduğunu vurgulayan Erdoğan anık, "Bana bu ilçede ve Ankara'da 'Pantoloncu Erdoğan Usta' derler. Şükürler olsun çoluğumuzu çocuğumuzu bu meslekle büyüttük ve işimizin ekmeğini yedik. 'Peygamber mesleğidir' dedik ve elimizden geldiğince mesleğimize dört elle sarıldık" dedi. Usta Yanık, bedensel engelinin sosyal hayata katılmasına engel olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Ustam da ben de engellerimizi aşmış kişileriz. Allah'a şükürler olsun, ben hiç kendime engelli gözüyle bakmadım ve çevremizde de bize engelli diye ayrımcılık yapılmadı. Terzilik demek bir kumaşı sıfırdan alarak tam ince noktasına kadar işleyerek ve dikerek insan vücuduna uygun şekle getirmektir. Pantolon paçası dikmekle ya da fermuar dikmekle terzilik olmaz. Bizim gibi eski terziler artık kalmadı."
AĞACA ŞEKİL VERMEK
Erdoğan Yanık, son yıllarda işlerinin azalması üzerine iş yerinin içerisinde kurduğu küçük atölyede ağaç parçalarına şekil vermeye başladığını belirtti. Önceleri gemi yaptığını şimdi de
isteğe göre ev maketleri ve abajurlar yaptığını anlatan Erdoğan Yanık, şöyle devam etti: "En büyük hayalim bir gemiyle seyahat etmek, mavi yolculuğa çıkmak. Şimdiye kadar hiç gemi ve deniz görmedim ama hep hayal ettim, bir gün gerçekleşir diye hayaliyle yaşadım. Hep hayal ederek bir şeyler yapmaya çalıştım. Hayallerimi ahşaba yansıtmaya çalıştım. Gemidir, evdir, abajurdur, bu tür maketler yapmak zevk aldığım bir uğraş oldu."
TAHTAYI İŞLEMEK ZEVK VERİYOR
YANIK, gününü boş geçirmeye alışık olmadığını belirterek, şunları kaydetti: "Hep çalışmaya adapte olduğumuz için boş duramıyoruz. Zanaatkârın, sanatçının hep üretmesi gerekiyor. Terzilikte de eskisi gibi iş olmayınca deşarj olmak için öbür tezgâha geçip ahşap ile uğraşıyorum. Ahşaba zımpara çekmek, vernik atmak, tek tek işlemek çok zevk veriyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum, ağrı ve sızılarımı unutuyorum. Bu işler bizim ata mesleğimizdir. Padişahların bile uğraştığı bir sanatları vardı ama şimdiki gençlik bir şey yapmak istemiyor."