Ankara'da bir lisede müzik öğretmeni olan ve aynı zamanda şarkıcılık yapan 26 yaşındaki Ayşe Atam, 8 yaşındayken devlet korumasına alındı. O dönem faaliyet gösteren Adana Çocuk Esirgeme Kurumuna verilen ve 8 yıl "koğuş tipi" olarak adlandırılan yurtlarda kalan Atam, ardından bu yapıların kapatılarak "ev tipi" hizmet modeline geçiş çalışmaları kapsamında ilk örnekleri inşa edilen Çocuk Evleri'nde yaşamaya başladı.
ÜNİVERSİTE BİTİRDİ
En fazla 6-8 kişinin kaldığı, çocukların gelişimlerinin birebir takip edilmesine olanak tanıyan Çocuk Evleri modeli, çoğu akranı gibi Ayşe'nin de kendi ayakları üzerinde sağlam bir şekilde durmasını sağladı. Müzik yeteneği ile kaldığı çocuk evinde keşfedilen hatta bu yeteneğiyle dönemin bakanlarından İmren Aykut'un da dikkatini çeken Atam, eğitim hayatında doğru bir şekilde yönlendirilmesiyle Erzurum Atatürk Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Bu süreçten itibaren okuldaki görevinin yanında kuruluş bakımındaki çocuklar için de gönüllü müzik öğretmenliği yapan, piyano ve viyolonsel çalan Atam, geçtiğimiz aylarda sanatçı Soner Sarıkabadayı tarafından düzenlenen ulusal yarışma Evdeki Ses'i kazandı.
YAPACAK ÇOK HAYALIM VAR
Yarışmanın ödülü olarak ilk tekli albümünü (single) çıkaracak olmanın heyecanını yaşayan Ayşe Atam, gelecek hayallerini anlattı. İmren Aykut'un çocukluğunda müziğe yönelmesini sağlayan en önemli kişilerden biri olduğunu vurgulayarak, teşekkürlerini ileten Atam, "Hayallerim, ideallerim, yapmak istediğim çok şey var. Kurumlarda bu duygu daha çok bastırıyor çünkü bir hedefin olması gerekiyor. Herkesin iyi ya da kötü geçtiği yollar var. Bu hepimiz için geçerli. Benim de tek tutunduğum müziğimdi. Benim için çok başka bir tutku. Hislerimi ve kendimi en iyi ifade edebildiğim yol" diye konuştu.
DEVLETE TEŞEKKÜR EDERIM
Çocukluklarında iyi insanlara rastladıkları için hem kendisinin hem de arkadaşlarının çok şanslı olduğunu belirten Atam, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devletimize de çok teşekkür etmek istiyorum. Şöyle bir sistem geliştirildi, artık mezuniyet alanlarımıza göre kamuda kendi mesleğimize atanabiliyoruz. Böyle bir olanak sağladılar. Önceden üniversite okusak bile bir şey ifade etmiyordu, düz memur olarak atanıyorduk. Şu an kuruluşlarda kalan kardeşlerim için bu olanak çok önemli, bir amaç demek. Bizim için çok güzel oldu. Cumhurbaşkanımıza, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza çok teşekkür ediyorum"
ÇOCUKLAR KEŞFEDİLİYOR
Ayşe Atam, hayallerinden asla vazgeçmeyeceğini ve her zaman kendi durumundaki çocuklara örnek olmak istediğini vurgulayarak, "Koğuş tipi sisteminde belki 1000'e yakın çocuk bir arada kalıyordu. Böyle kalabalık bir ortamda kaybolmamanız mümkün değil. İyi bir şekilde oradan sıyrılabilmek gerçekten mucize." dedi. Özellikle dezavantajlı durumdaki çocuklar açısından doğru yönlendirmenin önemine işaret eden Atam, "Çocuk Evlerinde biz o kadar güzel bir ortamda yetiştik ki... 6 kişisin bir ev içerisinde, bu birebir ilgi demek. Orada çocuklar keşfedilebiliyor, doğru yönlendirilebiliyor. Geleceğe dair bir program çizilebiliyor. Aile ortamı oluşabiliyor" değerlendirmesinde bulundu.
ÇOCUKLARIN SESİ OLABİLMEK
ATAM, "Çocuk evleri sistemi çok başka bir sistem. Bunun için ben devletimize tekrar tekrar teşekkür etmek istiyorum. Çünkü burada çocuklar keşfedilebiliyor, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendiriliyorlar. Onlara sağlanan bu rehberlik çok önemli." ifadelerini kullandı. Kuruluş bakımı altındaki çocuk ve gençlere de çağrıda bulunan Atam, "Çocuklar önce kendilerine inansınlar. Bir idealleri, yapmak istedikleri, hedefleri olsun. Asla vazgeçmesinler, pes etmesinler, hayallerinden vazgeçmesinler." diye konuştu.