Ayasofya'nın ibadete açılmasının yankıları sürüyor. 15 Temmuz ihanetinin de üzerinden tam 4 yıl geçti. Peki, bu ikisi arasında bir ilişki var mıydı? İşte bu yazımızın esası bu olacak. Bu millet Ayasofya'nın müze yapılmasını bir türlü kabullenememiştir. Beş asırlık İslam mabedinin müzelik olması milletin gönlünde makes bulmamıştır. Fethin sembolü, ecdat mirası Ayasofya'nın vasiyete rağmen müzeye çevrilmesini kim ister? O fetih ve komutanı, dahi Hükümdar Fatih Sultan Mehmet Han'ın İslam inancında dillerde ve gönüllerde pelesenk bir karşılığı vardır. Fatih, bu fetihle Peygamberimiz (SAV) Efendimizin övgüsüne mazhar olmuşken, övülmüş komutanın vasiyeti yok sayılabilir mi? Neticede 86 yıllık hasret bitmiş, Ayasofya'mız kim ne derse desin yeniden cami olmuştur. Muhteşem mabed ziyarete de artık 7/24 açık olacaktır.
Ayasofya'nın ibadete açılması kararı dini değil milli bir meseledir ve aidiyetle alâkalıdır. Bu kararın anlamı şudur: Ayasofya bizimdir ve nasıl kullanılacağına ancak biz karar veririz. Çoğu kavram ve tanımlar dini olsa da olay millidir. "Namaz kılacaksanız cami mi yok" sözleri safsatadır. Egemenlik, kayıtsız şartsız milletinse Ayasofya kararı da millete aittir. Bu millet Ayasofya'yı elinde kalan bu son vatan parçasının bir mührü, bir bakıma tapusu olarak görmektedir.
Sütü bozuk bir hamle ile bu millete ve vatana ihanet edenlerin giriştiği 15 Temmuz darbesi eğer başarılı olsa idi bakın ne olacaktı. Hassasiyeti çok iyi bildikleri için hemen Ayasofya'yı ibadete açarak milletin gönlünü almaya, ortalığı yatıştırmaya çalışacaklardı. Pensilvanya'daki Besleme alay-ı vâlâ ile Türkiye'ye getirilecek ve ilk Cuma namazı onun imametinde Ayasofya'da kılınacaktı. Gönlünde bu muhteşem mabedin 86 yıldır cami olmasını besleyen ve bekleyen halkın Cuma namazı için akın akın İstanbul'a gelmesi sağlanacak, Divanyolu'na uzanacak milyonluk cemaatle büyük bir gövde gösterisine sahne olacaktı İstanbul. En dekolte TV'ler bile ekranlarını ardına kadar açacaktı bu iş için. Darbenin asıl sahipleri de Türkiye'de FETÖ eliyle elde edecekleri "İslâm görüntülü iktidar" ile yalnız Türkiye'yi değil, halkı Müslüman olan tüm coğrafyaları tek elden, Türkiye üzerinden ve perde gerisinden yöneteceklerdi. Yönetme ne kelime, iliklerine kadar sömürmeye devam edeceklerdi. Asıl o zaman müzelik olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacaktı. Şu çok iyi bilinmelidir ki; Ayasofya kararına tepki aslında Türkiye'nin egemenlik hakkınadır o kadar. Ve 24 Temmuz'da ilk Cuma namazı Fetih Suresi ile kılınacak ve manevi coşkusu çok yüksek olacak.