Köksal Kaşaltı şehit olduktan sonra eşi büyük keder yaşadı. Bu yüzden karnındaki 2.5 aylık bebeğini kaybetti. Satı anne acıların üst üste geldiğini söyledi. Satı anne, FETÖcü hainlerin hayatlarını alt üst ettiğini evladının hayallerinin yarım kaldığını ifade etti. Satı anne "Onların yaşamaya hakkı yok ya hücrede kalsınlar ya da asılsınlar. Onlar tahliye olursa biz o zaman bir kez daha ölürüz. Onları serbest bırakan hakim Köksal'ımı da geri versin o zaman" dedi.
ORTALIK KARIŞIK KAPIYI AÇMAYIN
15 Temmuz'da Ankara İl Emniyet Müdürü'nün şoförlüğü yapan Köksal Kaşaltı (36) hain darbe kalkışmasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde şahadet şerbetini içti. Geride gözü yaşlı bir anne, eş ve yetim kızını bıraktı. Köksal Kaşaltının annesi o geceyi ağlayarak anlattı: Gelinim 2,5 aylık hamileydi. 4 yaşında da Ecrin adında kızı vardı. Gelinimin hamileliği sıkıntılı geçtiği için her gün yanına gidiyordum. Gelinime mesaj atmış, 'ben gelene kadar kimseye kapıyı açma ortalık karışık' diye. Gelinim 'Köksal böyle demezdi anne korkuyorum' dedi. Sabaha kadar umutla bekledik. Gece üçte aradım. 'Emniyeti vurdular doğru mu oğlum' dedim. 'Merak etme külliyenin önündeyim iyiyim anne' dedi. 'Çelik yeleğini giy' oğlum dedim. Meşhur sözü olan 'Tamam tamam' dedi.
O GÜN GÜNEŞİMİZ BATTI
Saat beşte mesaj atmış 'Güneş doğdu, teslim olmaya başladılar. Artık siz yatın' demiş. Ama o mesajdan sonra bizim güneşimizin sossuza dek batacağından haberimiz yokmuş. Saat 7'de yürek sızısı ile kalktım. Ciğerimde bir ateş, bir ağlama... Köksal'ımı arıyorum cevap yok. Gelin uyandı 'Anne ne oldu neden ağlıyorsun, Köksal'a bir şey mi oldu?' dedi. Gelinim de aradı cevap yok. Polisler evimize gelmiş, Eşime 'Köksal'ı getirmedik ama biz de senin oğlunuz' demişler. Eşim fenalaşmış hastaneye kaldırmışlar. 'Eşime ve gelinime gidip sakın söylemeyin' demiş. Ecrin de ilk defa o gün babasının ne kadar fotoğrafı varsa topladı getirdi ortaya. Fotoğraflara baktık, Köksal gelecek diye bekledik. Saat 10'da kapı çaldı. Köksal'ım geldi sanıp kapıya koştuk evladı 'babam' eşi 'kocam' ben de 'oğlum' diye koştuk kapıya. Karşımızda Köksal'ımın şehit haberini verenleri görünce dünyamız başımıza yıkıldı.
EVLAT ACISI BAMBAŞKAYMIŞ
KARDEŞIN kardeşi vuracağını tahmin etmedik. Asker bizim askerimiz dedik. Aradan 4 yıl geçti ama hala dün gibi aklımda o gece. Her gün özlem ve tarifsiz bir acı ile yaşıyorum. Yüreğime düşen ateş gün geçtikçe büyüyor. Evlat acısı başka bir şeye benzemez derler ya doğruymuş. Evladım olmadan yediğim yemeğin içtiğim suyun tadı yok. Her lokma boğazımda diziliyor Köksal'ım şunu yerdi Köksal'ım bunu böyle severdi diyorum. Her cuma şehitliğe gidiyorum. Evladım karşımdaymış gibi olanı biteni anlatıyorum. Onunla konuşuyorum o zaman bir nebze olsun içim ferahlıyor. Ona gitmeyince yüreğim sızlıyor sanki Köksal orada beni bekliyor gibi geliyor. Evimde de Köksal'ın geldiğini hissediyorum. Şehitler ölmezmiş gerçekten nefesini hissediyor sesini işitiyorum. Geçen yıl eşimi kaybettim. O da hayat arkadaşım ama evladının yeri bambaşka...
CENNETİ HAK EDEREK GİTTİ
FAKIRDIK ama çok mutluyduk. Zorluklarla büyüttüm ben oğlumu. O da kızı aynı zorluğu çekmesin diye uğraştı. Onun için çalıştı evladını en iyi okullarda okutup birçok yabancı dil öğretmeyi hayal ediyordu. Evladımın hayallerini, hayatını, doğmamış bebeğini çaldılar. Güneş gibi doğdu ay gibi battı. Her kapı çalınca Köksal'ıma koşuyorum. Toplu polis görünce acaba hangisi oğluma benziyor diyorum. Yanlarına gitmeye, sarılmaya korkuyorum anne demeyecekler diye. Cenneti hak ederek gitti. Bir gün olsun kalbimi kırıp incitmedi. O bana ben de ona hiç kıyamazdım ama vatan hainleri kıydı ikimize de.