Arkadaşınızla doğup büyüdüğünüz mahallede motorunuzla dolaşıyorsunuz.
Yağmur atıştırmaya başlayınca bir kenara çekiyor ve hemen oradaki lokantada boş bulduğunuz iki sandalyeye oturup servis açan garson kıza verdiğiniz siparişlerinizi beklerken, kasada oturan şişman adam eliyle işaret ederek;
"o masaya servis yapma" diyor. Dönüp "Üzgünüm" diyor garson kız da servis yapamayacağını söylüyor.
Olayı yaşayan şampiyon boksör
Muhammed Ali'yi 2016 Haziran'ında kaybettik.
Yaşadıkları ile O, İnsan Hakları ve Hak Savunucularına bayrak oldu. Belçikalı, Sovyet, Avusturalya ve Polonyalı boksörleri ringe serip finalde olimpiyat şampiyonu olarak ülkenizi temsilen dünyaya adınızı duyuracaksınız ama doğup büyüdüğünüz semtte -ırk ayırımı yüzünden- lokantaya oturup yemek dahi yiyemeyeceksiniz?!
Motosikletli çetelerin hakaret ve saldırılarından kurtulup eve dönerken, henüz Muhammed Ali adını almamış şampiyon boksör Cassius Clay, tişörtünün altında taşıdığı altın madalyayı üzerindeki yürüdükleri köprüden Ohio nehrinin derinliklerine fırlatıp atıyor. Muhammed Ali bizim gençliğimizin bir anlamda güç simgesiydi. Yeni yetmelerin cesaret ve övünç duydukları bir isimdi. Azılı rakipleri Frezier ve Foreman müsabakalarını izleyebilmek için sabahın dördünde uyanıp kahvehaneye koştuğumu hatırlıyorum. Ünlü sunucu Orhan Ayhan da maçları anlatmak üzere stüdyoya giderken sabaha karşı evlerin ışıklarının nasıl birer birer yandığını hayretle anlatır. O müsabakalarda ülke ayağa kalkardı.
Muhammed Ali'nin hayatını Tamer Korkmaz'ın kaleminden kitap olarak çıktı.
Cümle Yayınlarından çıkan kitabın adı ilginç. Müslüman olduktan sonra bile ona Muhammed Ali demeyip ilk ismiyle anan boksörleri ringde döverken "Benim adım ne, söyle?" diyormuş. Bu soru kitaba isim olmuş: Benim Adım Ne? O bu soruyu sadece rakiplerine değil, kendisini rengiyle, inancıyla kabul edemeyen herkese soruyordu. Bugün Amerika bir iç isyan yaşıyor adeta. "Süper gücün(!)" yaşadığı karışıklıklar da bu soruya ABD'de halâ cevap verilemediğini gösteriyor. Dünyanın pek çok yerinde bu HAK GASPI, bu İLKELLİK yaşanmaya maalesef devam ediyor.
Korkmaz'ın kitabı dünyadaki ırkçılığı, ayırımcılığı derinden anlamamıza önemli katkı veriyor. Bütün zamanların en iyi boksörü kabul edilen dünya şampiyonu bir sporcunun ibretamiz hayat hikâyesinden öte; tam da bugünlerin kitabı, nefis bir üslupla kaleme alınmış, tavsiye ederim.