TAŞAN kimdir? Üstat Neşet Ertaş'ın hocası Muharrem Ertaş'ında öğrencisidir. Abdal geleneğini temsil eden ozanlarımızdandır. 'Allı turnam, bugün ayın ışığı, yüce dağ başına yağan kar idin, mavilim mavişelim' gibi birçok Türk Halk Müziğini kazandırmış ozanımızdır. Taşan kardeşler de o geleneği Keskin'de devam ettiren Hacı Taşan Kültür Merkezinde abdal müziğini, bozlağını, ağıtları, Keskin ağırlamasını kuşaktan kuşağa aktaran grubumuzun ismidir" dedi.
'ASLAN PENÇESİ'
"Burada bozlak insanların dinlerken hem hüzünlendiği, Türk insanı biraz acıyı sever yemekte de acıyı sever, türküde de acıyı sever" diyen Taşan, şunları kaydetti: "Bizim burada insanlarımız gibi akşamdan yatıp sabahtan kalkıp bir türkü olması formatı değildir. Mutlaka yaşanmış bir hikâyesi vardır. Mesela; Ankara'da yedim taze meyveyi, ot çiğnemişsin yalan dünyayı, Keskin'den de sildirmeyin künyeyi, söyleyin anama anam ağlasın anamdan gayrisi başkası yalan ağlasın. Bu da bir hikaye sonucu gerçekleşmiştir Keskin'de. İnsanlar bu türküyü bilir. Bütün sanatçılar Türkiye geneli söyler ama hikâyesini bilmezler. Sefer Ceyhan isimli bir genç 20'li yaşta askerden yeni gelmiş. Öksüz bir kız ile evlendirilir yakın bir civarda. Sonra bunların çocuğu olmaz. Doktorlara falan gider derken Sefer'in kulağının arka tarafında bir yara çıkar. Sefer de iyileşmeyince doktorlara gider. En son numune hastanesine gönderirler. Orada aslan pençesi olduğu anlaşılır ve çaresi yoktur. Doktor da bakıp daha yeni evlenmiş. Genç çocuk yaştaki bir delikanlıyı öleceksin demez. Hadi evine git köyüne git iyi olacaksın der. Yanındakilere de der bunu yedirin-içirin, gezdirin canı ne istiyorsa son zamanlarını iyi yaşasın. Ailesiyle eşiyle hep bir arada olsun. Gittiler köye kısa bir süre sonra da vefat eder."