Modern pentatlonda olimpiyatlarda Türkiye'yi temsil eden ilk kadın sporcu İlke Özyüksel, "Hayat da pentatlon gibi kendi içinde engellerle dolu ve engelleri aştıkça ilerlenebiliyor. Engelleri geride bırakmak başarıyı getiriyor" diye konuştu. 9 yaşında dünya yıldızlar şampiyonu olan İlke, spor hayatına ailesinin yönlendirmesiyle başladığını dile getirerek, "Annem ve babam yeteneklerimi keşfedebilmem için 6 yaşında beni sporla tanıştırdı. En sevdiğim sporu bulana kadar birçok sporu denedim. Önce yüzmeyi ve sonra da en çok koşmayı sevdim. Çok iyi koştuğum fark edilince de modern pentatlonda karar kıldım" ifadelerini kullandı.
ANNEM ROL MODELİM! ENGELLERİ AŞMAYI ONDAN ÖĞRENDİM
Annesinin mücadeleci ve güçlü yapısını örnek aldığını söyleyen İlke, "Annem en büyük destekçim ve rol modelimdir. Güçlü anneler güçlü karakterler yetiştirebilir, güçlü karakterler ise yaptıkları işin en iyisini yaparlar. Zorluk veya engellerle karşılaşıldığında ne yapılması gerektiğini ondan öğrendim. Mutluysam mutlu, üzgünsem o da üzgün, her anne gibi. Başarılarımın hayatını aydınlattığını, benimle gurur duyduğunu her fırsatta söyler. Annem her saniye değerli benim için, bir gün değil 365 günün hepsi onun" şeklinde görüş belirtti.
AİLEMİN BANA OLAN GÜVENİ BENİ BÜYÜK BAŞARILARA TAŞIDI
Ailenin profesyonel sporcunun kariyerinde önemli bir yeri olduğunu aktaran İlke, sözlerini şöyle tamamladı: "İyi bir sporcu, özellikle de sıkı mücadele gerektiren branşlarda yaşıtlarından daha erken yaşlarda kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmek zorunda. Doğru bir ailede her aile bireyinin bir rolü vardır. Bunda da annenin ve ailenin desteği çok önemli. Beni antrenmandan antrenmana taşıyan, yediren içiren, programımı organize eden ise babamdı. Ailemin güveni beni başarılara taşıdı."