Kusursuz şeylere bakıp; "
dört dörtlük" tabiriyle yaptığımız değerlendirmeler içinde yaşadığımız 2020 yılı için yapılamayacak. 2020'nin "yirmi yirmilik" olmadığı muhakkak. zaten en başından belliydi. İki eş harften oluşan 2020'yi konuşurken; "1010'da neler olduydu acaba?" veya geleceğe bakıp 3030'da dünyanın akıbetini düşünmeden edemiyoruz. Sadece ben değil,
Alman Die Zeit gazetesi de iki eş harfli yıllara kafa yormuş ve 1010'da yaşananlar ile 3030'da yaşanacaklar hakkında bir dosya hazırlamış, ilginç buldum paylaşmak istedim.
1010 yılında Avrupa'ya baktığımızda el değmemiş ormanlar, dağlar ve canlılar görüyoruz. İnsanlar, genellikle su kenarlarında yoğunlaşmış. Nüfusun yüzde 90'ı kırsalda ve büyük toprak sahibi derebeylerin emrinde çalışıyorlar. Siyasi ve sosyal anlamda bir kimlik sahibi henüz değiller ve ahali olarak tanımlanıyorlar. Devlet yok, sınır yok toprak ve para sahiplerinin gücüne göre kullandıkları geniş topraklar var. Yani bugünkü anlamda Almanlar, Fransızlar yok, Medeniyet ise doğuda.. Bizans, yani Konstantinopol, yani İstanbul
, 150- 200 bin nüfuslu bir şehir ama Avrupa'nın en büyük kenti, bir devlet ve imparatorluk merkezi, Hristiyanlığın da en önemli merkezi. Yalnız savaş var ve 1010'da Kayzer Vasilios, Bulgarlara karşı savaşıyor.
1010 yılı İstanbul'u için önemli bir notum var: Büyük bir deprem yaşanmış o yıl İstanbul'da ve Vordonisi adlı bir ada o depremde yok olmuş. Adada yaşayan var mıydı yok muydu kayıt yok. İslam dünyası ise eğitimi, yönetimi, orduları ve donanmalarıyla 11. asırda medeniyetin merkezi. Özellikle
Endülüs bir yıldız gibi parlıyor ve İslam Medeniyeti Batıda da üstün durumda; sanatı, zenginliği ile göz kamaştırıyor. Zengin kütüphaneleri her alanda bilimin izini sürerken Hristiyanlar kör taassubun içinde kıvranıyorlar.
2020'den sonra insanlığın karşılaşacağı ilk eş rakamlı 3030 yılını merak ediyorsanız, tarif edivereyim: Tam tarifiyle insana rastlamak zor olacak 3030'da, çoğu uzuvları robotik yaratıklar nüfusun ekseriyetini oluşturacak. Yönetim dahil bütün işler robotların elinde ve İnsanlar bir merkeze bağlı ve sanal bir alemde yaşıyor olacaklar. Bugünün her türlü değeri, değerlendirmesi ve tanımı tarih olacak.
Dün hıdırellezdi idi, bereketi, çiçek, böcek ve tüm canlılarıyla baharın başlangıcı kabul edilen bir gün. Ezelden ebede bütün toplumlarca kutlanan gerçek bir bahar bayramıdır Hıdırellez. 1 Mayıslarda ne bahar, ne bayram söz konusu oldu molotoflu nümayişler yüzünden!
Hıdır-İlyas gününüzü kutluyorum.