Evde kalın, elinizi yıkayın, tedbirli olun, zorunlu olmadıkça kimseyle temas etmeyin.Şimdilik yapmamız gereken bunlar. Dünyanın her yerinde bu böyle. Yeni icat olmuş bir tedavi şekli olmadığından kimsenin yapacağı başka bir şey maalesef yok. En sevdiklerimizden uzak kalsak da enfekte olmadan, elimize yüzümüze bulaştırmadan hayatımızı sürdürmek durumundayız. İyi de yürüyen dönen bir hayatımız vardı, işe, okula, daireye gidiyorduk, haydi eve kapandık, toplum dediğiniz canlı bir organizma; yiyecek, içecek ve illaki hayatını idame ettirecek. Bin yıl önce Şirazlı
Sadi, (Bir damla kan, bir yığın endişe) diye insanı tarif ederken; Üstad
Necip Fazıl "Bir hayata çattık ki hayata kurmuş pusu" mısraıyla günümüzü anlatmış sanki!
Bizzat veya yakınlarımız aracılığıyla ölçüyü kaçırmadan mübrem ihtiyaçlarımızı elbette karşılayacağız. İnternet, telefon elimizin altında,
112 çağrı merkezi bu konuda görevlendirildi, onların yardımını isteyeceğiz. Ancak bir husus var; olağan günler yaşamıyoruz, temel gıda maddeleri ve elzem ihtiyaçlarla sınırlı olacak isteklerimiz. Kapıma kadar getiriyorlar diye kamu çalışanlarını "kullanmaya" kalkmayacağız. Bu arada "Bir ihtiyacınız var mı?" diye soran ve gereğini yapan bir komşum olduğunu burada teşekkürle ifade etmek istiyorum, üstelik henüz tanışmıştık. Ekmeği, suyu diğer ihtiyaç maddelerini kullanırken de ölçülü olacağız. Nispeten kurak bir kış geçirdiğimizi, baraj sularının yeterli seviyede olmadığını yetkililer açıkladılar. Elimizi
20-30 saniye yıkamak gerekiyormuş diye çeşmeyi şarıl şarıl açık tutmak gerekmiyor. Normal akış hızıyla
25 saniyede musluktan
2 litreye yakın suyun boşa aktığını bizzat gördüm.
Olağan günler yaşamıyoruz, tedbirli davranacağız, en kötü günler için hazır olacağız ki sağlıklı, güzel günlere ödül gibi kavuşacağız. Bana sorarsanız bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Karşı karşıya bulunduğumuz durum dünyanın düzenini değiştirecek, yeni tanımlar, anlamlar, kavramlar doğacak. Hiç kimse hayatın alışageldiğimiz gibi devam edeceğini beklemesin. Önemli olan bunu anlamak, kavramak ve kabul etmek. yeni hayat başladı bile; "
Paraya elinizi sürmeyin" diyorlar mesela. Yani nakit yok. "Simit alacağım, sütçü kapıya geldi" diyemeyeceğiz. Ne simitçi ne sütçü olacak bundan sonra sokaklarda artık, eski hayatlar tarih olacak. milat baz alınarak tarihi "
MÖ-MS" diye tasnif ediyorduk. Bundan sonra belki virüs milat olacak ve yeni hayatımızı "
VÖ-VS" diye tasnif edeceğiz kim bilir?