Uzun yıllar boyu tiyatronun yanı sıra dizi ve sinema filmlerine de emek veren Hakan Boyav tam bir Ankara sevdalısı. Ünlü oyuncu ile Gazetemiz Sabah Ankara adına bir söyleşi gerçekleştirdik. Bakın ünlü oyuncu Ankara için ne söylüyor
Babamın görevi nedeniyle İzmir'de doğdum ama 4 yaşında Ankara'ya geldim. İzmir'de doğmama rağmen kendimi daha çok Ankaralı gibi hissediyorum. Neden derseniz? Ankara candır. Dostluklar vardır. Sohbetler vardır. Rengi gridir ama silerseniz altından yemyeşil umutlar çıkar. Çok güzel bir şehirdir Ankara. Samimi bir kenttir. Düzenlidir. Ulaşım kolaydır. Her şeyden öte başkenttir. Sonra tabi Ankaragücü var. Çocukluktan beri Ankara'yı sevişimin ilk nedeni diyebilirim. İlkokul 1'de mahallemizdeki ağabeyler bana Ankaragücü forması hediye etmişlerdi. Oradan aşıyı yedim ve Ankaragücü takımını tutmaya başladım. 6 yaşından beri Ankaragücü'nü tutuyorum ve ikinci bir takımım yok. Hep tribünlerdeydim. Büyük Ankaragücü Taraftar Derneği'nin kurucu üyeliğini yaptım. Basın sözcülüğünü yaptım. Çeşitli taraftar derneklerinin çalışmalarında yer aldım. Ankaragücü'nün bütün tribünlerinin sevdiği, her maçına, deplasmanına giden, en zor gününde Ankaragücü'nün yanında olan bir Ankaragücü destekçisiyim. Hiçbir zaman yönetimde yer almadım ama her zaman tribünlerin sevdiğin Hakan Ağabey'i oldum. Bugüne kadar Ankaragücü'nü arması uğruna destekledik. Çünkü Ankaragücü bir armadır, bir sevdadır. Ömrüm Ankaragücü'nü desteklemekle geçti ancak hala Ankaragücü'nün üyesi değilim. Garip bir biçimde yönetimle hiçbir bağı olmayan tamamen tribünlerde, sevdasının peşinde koşan, bunun için de hiçbir şey esirgemeyen bir adamım.
Devlet tiyatrolarında geçen 30 yılla ilgili neler söylemek istersiniz? Konservatuardan mezun olduktan sonra devlet tiyatrolarında 30 yıl çalıştım ve geçen yıl emekli oldum. Ama setlerden hiç emekli olmadım. Setleri çok seviyorum. Sinema oyunculuğunu çok seviyorum. Oyunculuğa adadığım bir hayatım oldu. 1987'de Diyarbakır Tiyatrosu'nun açılış kadrosunda yer alarak başladım. 5 yıl boyunca Diyarbakır Tiyatrosu'yla bütün Güneydoğu'yu karış karış, köy köy gezdik. Masaları birleştirdik, sahne yaptık. Daha sonra aynı kadro Antalya Devlet Tiyatrosu'nun açılışı için görevlendirildi. Antalya Devlet Tiyatrosu'nu kurduk. Daha sonra Ankara Devlet Tiyatrosuna geçtim. Pek çok oyunlar yönettim, oyunlar oynadım. Sanat hayatımızda zor ve değişik rollerin altına elimizi koyduk. Hiçbirini de elimize yüzümüze bulaştırmadık Allah'a şükür. Oynamaya devam edeceğiz inşallah. Çok ünlü oyuncuları olan, kendi adlarına tiyatroları olan kişilerden devlet tiyatroları kapatılsın, özelleştirilsin gibi şeyler duyuyoruz. Ama o ağabeyleri, ablaları Ankara'yı geçtikten sonra göremezsiniz. Para kazanamadıklarını iddia ederek gitmezler. Oysa devlet tiyatroları, Doğu'da, Güneydoğu'da, Karadeniz'de (bizler de dâhil) Anadolu'da karış karış dolaşarak tiyatro yapar. O yüzden devlete ait sanat kurumları hakkında hafife alır gibi konuşmamak lazım. Bu tür söylemlere hiç gerek yok. Ben de Güneydoğu'da uzun süre kalmış bir tiyatro neferi olarak bunu söylemek ihtiyacı duyuyorum.
En severek oynadığınız rolünüz? Ben farklı roller oynamayı çok seviyorum. Çünkü oyunculuk aşçılık gibi bir şey. Sadece bir çorbayı iyi yapmanız sizi iyi bir aşçı yapmaz. Bütün yemekleri iyi yapabilene aşçı diyoruz. Değişik karakterleri oynayıp, bütün rolleri eline yüzüne bulaştırmadan oynayabilen kişiye oyuncu diyoruz. Ben de sanatçılık ve oyunculuk yaşamımda buna dikkat ettim ve ediyorum. Birbirinden farklı bir sürü rol oynadım. Kara, Mahmut Paşa, Berber Reşit bunlardan bazıları... Bütün rolleri evladım gibi seviyorum ama Kara benim için biraz daha özel bir rol. Dünya görüşü de bana daha uygun bir rol. Kitleler de Kara'yı çok sevdi. Zaten bir de "Kara Kara Ankara" (gülerek)
Sosyal medyada bir tek instagram kullanıyorsunuz. Size hayranlarınızın inanılmaz bir sevgisi var. Yazıyorlar, resimlerinizi yapıyorlar, capsler hazırlıyorlar. Ben de takip ediyorum. Yapmacık da değiller. Gönülden bağlılar... Evet, sosyal medyada bir tek instagram kullanıyorum. Twitter falan yok. Bir kuşun peşinden koşacak adam değilim. (gülerek) Bana yazılan bütün mesajlara tek tek cevap veriyorum. Diyorlar ki "Ağabey, hiçbir ünlü bize cevap vermiyor." Ben veriyorum. O mesajların hepsine cevap vermekle kendimi mükellef de hissediyorum. Çünkü ne kadar ünlü olursanız olun, o insanî duyguyu kaybetmemek gerekiyor. Ünlü olmanız bir şey değiştirmez, önce insan olmalısınız. Önce insan olmayı başaracağız, ünlü olmak ondan sonra. Cevap vermeyenler plaza ünlüsü, ben gecekondu ünlüsüyüm. Yazar notu: (Gecekondu, Ankaragücü Taraftarlar Derneği Gecekondu'nun adı.)
Genç Sanatçılar hakkında neler düşünüyorsunuz? Genç sanatçı veya yaşlı sanatçı tanımına karşıyım. Sanatçı vardır, sanatçı olamayanlar vardır. Bir birey (kadın veya erkek) ya sanatçı özelliklerine sahiptir ya da değildir. Kişi sanatçı özelliklerine sahipse zaten yetenekli, mütevazı, ilişki kuran, işinin disiplinini yerine getiren bir profil çizer.