Kıbrıs 39'uncu Mekanize Piyade Tümeni Karargah Servis Bölüğü'nde başlayan arkadaşlık, 2004 yılının Aralık ayında böbrek yetmezliği hastalığına yakalanan Mehmet Doğu'ya hayat oldu. Asker arkadaşının eşi Güldane Yıldırım'ın böbreğini vermeyi talep etmesi üzerine İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde nakil gerçekleşti. Ameliyat sonrası sağlığına kavuşan Mehmet Doğu ile Güldane Yıldırım ilk kez bir araya gelerek yaşananları anlattı. Kırklareli Lüleburgaz ilçesinde yaşayan ve uzun yıllardır böbrek rahatsızlığı yaşayan Mehmet Doğu, 2004 yılında başka bir rahatsızlığından dolayı hastaneye gittiği sırada böbreklerinin yetersiz olduğunu öğrendi. 5 yıl kadar diyaliz tedavisine giren Mehmet Doğu, annesinin böbreğiyle hayata tutundu. Gerçekleşen nakil sonrası normal hayatına geri dönen Doğu, geçtiğimiz aylarda aldığı bir haberle yeniden sarsıldı. Annesinin verdiği böbreğin de doğal sebeplerle iflas ettiğini öğrenen Doğu'nun yardımına bu defa, 1998 yılında Kıbrıs'ta askerlik görevini icra ederken tanıştığı ve sonrasında görüşmeyi hiç kesmediği tertibinin eşi Güldane Yıldırım yetişti. Diyaliz sürecinin çok sıkıntılı bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Mehmet Doğu, organ nakli bekleyen herkese umut olunması gerektiğini söyledi. Türkiye'de sağlık sıkıntısı bulunmayan herkesin organ bağışı yapmasını isteyen Doğu, "Böbrek rahatsızlığım ilk olarak 2004 yılının Aralık ayında başka bir rahatsızlığımdan dolayı ortaya çıktı. 5 yıl kadar bir sürede diyalize girdim. O zamanlar organ nakli pek yaygın değildi. Aslında hala pek yaygın değil ama annem organını verdiği için nakil gerçekleşti. 10 yıl kadar organı taşıdım sonrasında tekrar doğal sebeplerden dolayı organ iflas etti ve diyaliz süreci tekrar başladı. Zaten biz ailecek sürekli görüşüyorduk. Konuyla ilgili sohbet ederken rahatsızlığımın yeniden nüksettiğini söyledik. 'Biz organımızı verebiliriz' dediler ama ben bu konularda çok hassasım. Ne bir talepte bulundum ne de istedim. Onlar ısrar edince böylece gelişti olaylar. Bu ödenmeyecek bir borç, ömür boyu kendisine borçlu hissedeceğim" dedi. Yıldırım ve Doğu Ailelerinin bundan sonra tek bir aile olduğunu vurgulayan Cengiz Yıldırım, "Hayallerimiz çok. Ben Trakya'yı ve Trakya insanını seviyorum. Allah nasip eder de emekli olursak, daha yoğun görüşüp daha çok tatiller yapacağız. Bizim, askerde çamaşırlarımız bile ortaktı" diye konuştu.
"1 BARDAK SUYA HASRET KALDIM"
İkinci böbrek nakli olduğu için sürece aşina olduğunu belirten Doğu, diyalizin sosyal ve iş hayatını çok etkilediğini söyledi. Tedavi sürecinde 1 bardak suya hasret kaldığının altını çizen Doğu, şu an her şeyin yolunda olduğunu ve bol bol sıvı tükettiğini de belirtti. Doğu, normal şartlarda aileler arası organ bağışının yaygın olduğunu belirterek, "Hastane süreci biraz yoğun geçti. Benim ikinci naklim. Biraz ondan dolayı tecrübem vardı fakat hastane ortamı zor bir durum. Ameliyat öncesi ve sonrasında doktorlarım sağ olsunlar çok iyi ilgilendiler. Ben yoğun bakımdayken eşimle yenge hanım duygusal anlar yaşamışlar. Diyaliz, insanın hayatını çok etkileyen ve yoran bir durum. Sosyal hayatınız, iş hayatınız olmuyor. Sadece hastane ve ev arasında gidip gelebiliyorsunuz. İstediğinizi yiyip içemiyorsunuz hatta sıvı konusunda da ciddi önlemler var. Ama şu anda normal bir birey gibi yaşayabiliyorum. Diyaliz esnasında 1 bardak suya hasretsiniz ama şimdi bol bol sıvı tüketmek durumundayım" ifadelerini kullandı.
"ÇOK YOĞUN DUYGULAR YAŞADIK"
Eşının, asker arkadaşına böbreğini bağışlama kararı aldıktan sonra tamamen gönüllülük esasıyla bu naklin gerçekleştiğini Etik Kurulu'na kanıtlamanın gerekliliğinden bahseden Cengiz Yıldırım, "Ameliyat günü alındı. Ancak tereddüt yaşadığımız iki konu vardı. Biri doku uyuşmazlığı diğeri etik kurulu. Etik Kurulu, 'Niye veriyorsun, kimsin, para mı aldın, tehdit mi ediliyorsun' gibi sorular soruyor. Biz tabii askerlik fotoğraflarımızı, terhis belgelerimizi aldık ve gittik. Oradan da en ufak bir problem çıkmadı. Ameliyattan sonra Mehmet'imin de rengi açıldı, hayat buldu. Çok yoğun duygular yaşadık. Dini boyutta da en ufak bir sorun yok. Sol böbrek en aktif çalışan böbrek. Sağ böbrek ise en az çalışan böbrek. Güçlü, çalışan sol böbreği alıyorlar nakil yapıyorlar ihtiyaç sahibine. Sağ böbrek sıfır kilometre olarak size kalıyor. Siz onu çok su içerek birkaç ayda en iyi performansa kavuşturuyorsunuz. Güldane'nin tahlillerinde her şey normaldi. Bu noktada insanlarımızın duyarlı olmalarını istiyoruz" dedi.