ÖĞRENME güçlüğü nedeniyle yaşadıklarını anlatan Çıtak, çocukken çok dağınık olduğunu, kalemini, silgisini sürekli kaybettiğini ve eline aldığı eşyaları çok çabuk kırdığını söyledi. Çıtak, "Annem sık sık, 'ah defteri, kitabı, kalemi, silgisi ve Ecmel bir araya gelse bu çocuktan neler olacak ama' derdi. Benim sakarlıklarım aile içinde hep espri konusuydu. Bir yerde bir şey unutulursa herkes 'Ecmel unutmuştur', evde bir alet bozulmuşsa 'Ecmel kurcalamıştır' derlerdi." sözleriyle çocukluk yıllarında yaşadığı sıkıntıları aktardı. Tüm sıkıntılara rağmen ailesinin çok anlayışlı olduğunu ve bu anlamda kendisini çok şanslı gördüğünü ifade eden Çıtak, şöyle konuştu: "Öğrenme güçlüğü olan bir çocukla mutfağa girip, 'Haydi beraber kek yapalım. Bana yumurta, yağ, süt getir.' dediğinizde mutlaka birini getirmeyi unutur. Bunların hepsini sabırla tek tek söylemeniz gerekiyor. Anne-babam çocukken bende öğrenme güçlüğü olduğunu bilmiyordu yani o dönemde tanı almamıştık ama bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı. Benimle o anlamda özel olarak ilgilendiler"
YARDIMCI OLMAK İSTİYORUM
Çıtak, "Şimdi çalıştığım yerde sadece öğrenme güçlüğü olan çocuklar var. Haftada birkaç saat buraya geliyorlar, destek eğitimleri alıyorlar. Ailem ve öğretmenlerimin bana gösterdiği sabrı, hassasiyeti ve ilgiyi buradaki çocuklara göstermeye çalışıyorum. Benimle aynı sıkıntıları yaşayan çocuklara yardımcı olmak, onların yaşamlarına dokunmak istiyorum" dedi.