1983'te Cem Karaca'nın Tamirci Çırağı şarkısı ile başlayan plak biriktirme sevgisi yıllar içinde bir tutkuya dönüştü, biriktirdiği plaklar dükkân açacak kadar çoğaldı. Eskiye duyduğu hasreti, yıllar öncesinden kalma plaklar, pikaplar ve gramofonlar ile gidermeye çalışan 47 yaşındaki Gürkan Gürbüz, nostalji tutkusunu SABAH Gazetesi'ne anlattı. "Plak işine başladığın zaman araştırmacı oluyorsun. Müziğini kim çalmış, stüdyo neresiymiş, şarkının sözü kime aitmiş derken bir şair buluyorsunuz. O şairi araştırıyorsunuz, koleksiyonu genişletiyorsunuz, edebiyatınız, sanata olan ilginiz artıyor. O zaman Türkiye arabesk müzik dinliyordu, biz arabesk sevmiyorduk. Yabancı müzik dinlerdik. Televizyonda sevdiğimiz insanları göremezdik, sadece plak kapaklarında ki fotoğraflardan kim olduğunu görüyorduk. Bu yüzden bana göre bir plağın kapağı plaktan daha kıymetlidir. Çünkü o dönemi yansıtır.
TÜRKİYE'DE İLKLERDENİZ
Arşivciliğe ilgimiz vardı, plak koleksiyonu yapmaya başladık. Aynı plaktan beş baskı çıkmıştır beşi de farklı renktedir beşini de almak zorunda kalıyorduk. Türkiye tarihinin tamamını yapıyorduk. Halk müziği, Karadeniz müziği, Orta Anadolu müziği, Türk rock, pop derken, uzayıp gidiyor. Tek bir kişinin koleksiyonunu yapmak kolaydı, çabucak buluyordu. O zaman için bizim yaptığımız iş çok lükstü. Küçük bir bütçe ile almaya çalışıyorduk, şimdiki kadar pahalı değildi, internet ağı gibi şeyler olmadığı için ulaşmak zordu ama güzeldi çünkü girdiğiniz dükkânları görüyordunuz. Şimdi ulaşması daha kolay. Elimizdeki plaklar iyice arttı konu hakkında bilgimizde olunca, dedik ki artık bunun dükkânını açalım. O zamanlar bu işler ile uğraşınca ayıplanıyorduk. Böyle bir iş ile ev geçindirilir mi, doğru düzgün bir iş yapın diye tepki ile karşılaşırdık. Şimdi ise devasa bir sektör oldu. Benim ilk serüvenim İtfaiye Meydanı'nda oldu. Çünkü evlerden gelen malzemeler genelde orada olurdu. Daha sonra Tunalı Hilmi, Ulus Modern Çarşılar derken 2007'de Kızılay'da açtık. O zamandan beri buradayız. Bu işi Türkiye'de, yapan ilklerdeniz.
YENİ OLAN HİÇBİR ŞEY YOK
Biz eskiden bu pikapları, gramofonları hep Türkiye'den topluyorduk fakat döküntülü çıkıyordu. Çünkü insanlar bunu modası geçmiş diye kömürlüğe koyuyorlar, yıpranıyorlardı orada. 20 yıldır hepsini yurt dışından getiriyorum. Plakları toplarken mecburen bilgileri, o zamanki müzik dergilerinden ediniyorduk. Plak ile birlikte dergileri de toplamaya başladık. Oldukça fazla sayıya ulaşınca onları da ayrı bir dükkân da sergiledik. Edebiyat eseri olarak bir şey yok o dükkanda sadece nostalji, Yeşilçam, Türk sinemasının lobi kartları, afişleri, magazin dergileri var. Orhan Gencebay'ın 50 TL'ye, 100 TL'ye, 500 TL'ye plakları var, fiyat farkını açıklayabilmeli. Bunlar bizim kültürel mirasımız. Zamanında bu işe başladığımız için birçoğunu kurtardık. Yoksa çöplerde yok olup gidiyorlardı. Türkiye bir zamanlar soba ile ısınıyordu bu yüzden eski olan her şeyi yiyordu. Dergi, kitap, afiş... Türkiye büyük evrelerden geçti. İnsanlar bir zamanlar yasadışı diye korkup makineleri, plakları yakmışlar. Şimdi istediğin aletten, istediğin müziği dinleyip, istediğin filmi izleyebiliyorsun. Özgür bir ülke artık"
KİBAR DAVRAN BİN YIL YAŞAR
"CD vardı, bir süre sonra kimse dönüp bakmaz oldu. Plağın devam etmesinin sebebi formatını dünyada hiçbir şey yakalayamamış olmasıdır. Plaka birazcık kibar davran bin yıl yaşar. İyi bir pikap, iyi bir Zeki Müren plağı ile Zeki Müren'i başucunuza davet ediyorsunuz, daha dikkatli dinleyince kanunun sağda, kemanın solda olduğunu bile hissedebiliyorsunuz. Canlı performans gibi bundan daha güzel bir şey var mı?"
MERVE SAFA AKINTÜRK