Dünyada kentsel nüfus hızla artıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde metropollerin, mega kentlerin sayısı da yükseliyor. Otuz yıl sonra kentsel nüfusun dünyadaki payının yüzde 70'lere ulaşması bekleniyor. Hızla artan nüfus, kentleşme, çeşitlenen tüketim alışkanlıkları çevre ve doğal kaynaklar üzerinde ciddi baskıya neden oluyor. Artık sürdürülebilir çevre ve doğal kaynak yönetimiyle yaşanabilir kentlerin inşası zorunlu.
Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlere yönelik çevre politikaları çok daha fazla gündeme gelecek. Teknolojik gelişimi de dikkate alan, insan odaklı, doğal hayata ve tarihi mirasa saygılı, hizmetlerin adil ve erişilebilir şekilde sağlandığı politikalar üretilmesi kaçınılmaz.
Dünyadaki akıllı kentlerde, yaşam kalitesini artırmaya, yerel ekonomiyi büyütmeye yönelik akıllı büyüme planları yapılıyor. Toplu taşıma için akıllı kart sistemleri, entegre ücretlendirme gibi akıllı hareketlilik programları ön plana çıkıyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri kontrollü enerji ve altyapı sistemleri iyileştirilmeye çalışılıyor. Erişilebilir yüksek bağlantılı kentsel ulaşım sistemleri kurulmalı. Artan nüfus kalkınma sürecini etkilerken çevre üzerinde yaratılan baskının azaltılması önem kazanıyor. Başkent
Ankara bu dönüşümün neresinde? Akıllı Şehirler Dönüşüm Hareketi üç yıl önce
Ankara'dan başlatıldı. Bu proje Türkiye için rol model oldu. Sadece teknoloji değil, toplumun adaptasyonu, yasal çerçeve, finansman gibi birçok açıdan bakılıyor.
Beş yıllık Kalkınma Planı'na göre Türkiye'de şehirleşme hızı düşmüş olmakla beraber, nüfus artmaya devam ediyor. Ülkemizde şehirleşme metropolleşme şeklinde devam ediyor. Türkiye'de hizmette etkinlik bakımından büyükşehir modeli gelişiyor. Bu modelin, yerel-bölgesel kalkınma, hizmet sunumunda vatandaş katılımını artıracak şekilde geliştirme ihtiyacı bulunuyor.
Türkiye'de hazırlanan Ulusal Akıllı Şehir Stratejisi ile yerel yönetimlerin akıllı şehir olma yolundaki hedeflerine yön veriliyor. Unutmayalım ki bir şehri kaynakların etkin yönetimi, sürdürülebilir kalkınma, yaşam kalitesi artışı, katılımcılığın artırılması akıllı yapar.
Türkiye'nin dünya kentleriyle rekabet etmesinde akıllı şehir yatırımları büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki akıllı kentler kalkınmanın en önemli aracı. Anlaşılan o ki, hizmetlerdeki iyileşme yerel ekonomiyi güçlendirecek. Bu da küresel alanda kentsel rekabet üstünlüğü sağlayacak.