Karnı aç olanı doyurmak kolaydır, gözün aç olması başka bir şey.. Onu doyurmak ne mümkün? "Her şey dâhil" otellerinde envai çeşit yiyecek içecekler arasında koşuşturan insanların masalarında kalanlarla koca bir köy doyar.
Tepeleme doldurup yiyemeden orada bırakır ya da odalara taşırlar tabak tabak! Bir kuş sütü eksiktir ama doymazlar.
İşte göz açlığı başka bir şey ve üzerinde düşünmeye değer. Sadece yeme içme konusunda değil, her şeyde göz açlığının her halde tedavisi lazım gelir. Ramazanlar işte bunun içindir.
Yiyecek içecek ve her türlü zevk ve hazdan nefsin bir süreliğine uzak tutulup düşünülmesidir.
Dini konularda yetki sahibi olanların;
"Fukarasız iftar olmaz" ikazına rağmen, herkesin birbirini ağırlamaları alışılagelmiştir.
Her Ramazan "lüks iftar" eleştirileri de eksik olmaz. Bunları çoğu yine dernek, vakıf, sendika veya resmi kurum ortamlarında olur. Bir de bu ortamın kullanıcıları vardır ki iftar sofrasını ihmal etmez ve konukları da bellidir. Kuş sütü eksik olmaz bu sofralarda.
Geçelim, mesele şudur: Ramazan ayının ruhuna uygun sofraların kimsenin sözü olmaz. Böyle sofralarda zaten israf da olmaz. Ancak birileri de kendi sofrasını unutup "iftar bahane tenkit şahane" kabilinden ileri geri konuşmadan da edemez. Doğru gibi görünüyor söylenenler ama adamın niyeti o değil. Burada eleştirilen bence iftardan öte bir şey, bunların fark etmiyor değiliz.
İftar sahibini hedef alıyorlar, şamar oğlanına çevrilen siyasetçiyi karalamak zaten en kolay ve her daim revaçtadır. Müslüman'ı aşağılamaya dili varmayınca "Lüks iftarlar" üzeriden bahis açıp açığa kurusıkı ateş ediyorlar.
Bu ruh halini anlamak kolay değil.
Benim de anlayamadığım durumlar var.
Geçenlerde biz de çocuklarla bugün dışarıda iftar etsek dedik kalkıp bir lokantaya oturduk. Onca iftar edenin arasında tam da iftar saatinde rakısını açtırıp sigarasını tüttüren ruh hali bir örnektir. Kimsenin itirazı olmaz ama bir saat önce veya sonra olsun ne olur, nezaket olur, öyle değil mi?
Beş yıldızlı, ultra lüks ziyafetleri biz de eleştirdik ama israf dedik, hakkımızın olmadığını söyledik. Bu evrende insan olarak tükettiklerimizin esasen hayatımızdan gider, her şeyi tüketirken birbirimizi de tüketiyoruz böylelikle. Esasen nerede hangi maksatla olursa olsun, ister şirket yemeği, ister başka bir şey israf her yerde israftır. İftar yemeği olunca israfa göz yumulur mu? Asla değil..
Masalarda bırakılan o el değmemiş yiyecek içeceklerin çöpe boca edilmesine Allah'ın da, kulun da rızası olmaz. Benim şahsen sendika, dernek, birlik, vakıf üzerinden sürülen saltanatlara itirazım var, bunu hep söylüyoruz ama yine de ölçüyü kaçırıyoruz.