15 Temmuz şehidi Fazıl Gürs, o gece, kendisi gibi şehit olan kayınpederi Necati Sayın ile Genelkurmay Başkanlığı'na gitti. Vatandaşların üzerine hızla ilerleyen bir tankı durdurabilmek için üst geçide çıkan Gürs, tankın üst geçitten aşağı düşürdüğü kişiler arasındaydı. Geçitten başının üzerine düşen Gürs, hastanede 3 gün verdiği yaşam mücadelesinin ardından şehit oldu. Gürs, geride bugün 8 yaşında olan oğlu Ömer'i ve hem eş hem baba acısı yaşayan karısı Bilge Gürs'ü bıraktı. Bilge Gürs, oğlunun sünnet düğününde, eşi ve babasının özlemiyle geçirdiği iki yılı anlattı. 15 Temmuz'da babası ve eşinin şehit olduğunu, iki kız kardeşinin de gazi olduğunu anlatan Gürs, hala o günün şokunu atlatamadığını söyledi. Oğlu uyuduğu için annesiyle o gece evde kaldıklarını belirten Gürs, telefonda konuştuğu eşi Fazıl Gürs'ün Genelkurmay Başkanlığı'na gittiğini öğrendiğini dile getirdi. Gürs, "O geceki son konuşmamızda eşime 'Hakkını helal et.' dedim çünkü ya onlara ya bize bir şey olacağını hissettim. Telefonu helalleşip kapattık. Bir daha ulaşamadım." dedi.
HEM ÜZÜNTÜ HEM SEVİNÇ
Tankın babasını, eşini ve kız kardeşini üst geçitten aşağı düşürdüğünü ifade eden Gürs, "Köprüden düştüklerini öğrendiğim an kendimi dışarı attım, hastane hastane onları aradım. Babamı bulduğumda ciğerleri patlamıştı ama görüntüde o kadar naif ve sakindi ki. 'Nasılsın?' dedik. 'Elhamdulillahi' dedi, bu onun son kelimesi oldu. Babam o gece şehit oldu. İki kız kardeşim şuurları yerinde olmadığı için kaybolmuşlardı, hangi hastanede oldukları belli değildi. Eşimi buldum, beyin kanaması geçirmiş, komadaydı. Eşim 1,90 boyunda güçlü bir adamdı. Onun o hareketsiz yatışı gözümün önünden gitmiyor. Babamı defnederken eşim komadaydı. Babamın cenazesine katılıp sonrasında eşime gittim. Çok zor ama beni rahatlatan tek şey, ikisinin aynı anda şehit olması... Bu benim hem üzüntü verici hem de en sevinç verici noktam" şeklinde konuştu.
ÇOK GÜZEL BİR LÜTUF
Eşi ve babasının yokluğunu çok derinden hissettiğini vurgulayan Gürs, "Bu gece, keşke yanımda olsa. En çok istediği şey, oğlunun sünnet olduğunu görmekti. O yüzden ben de bu geceye çok özendim. Elimden ne geliyorsa yapmaya çalıştım. Onun hayaliydi oğlunun sünnet olması. Vefat ettiğinde oğlum sünnetlik yaşa yeni girmişti. Görmek nasip olmadı." dedi. Oğlu Ömer'in babasını sormadığına, her şeyin farkında olduğuna işaret eden Gürs, "Onun ki daha zor tabii, hem erkek çocuğu hem de daha çok küçük. Ben en azından babama bir nebze doydum ama o doyamadı. Oğlumu en iyi şekilde yetiştirmek istiyorum. Babasına ve dedesine layık olsun istiyorum. Çok büyük bir mertebe, çok güzel bir lütuf. Ölüm kimseye yakışmaz ama babama da eşime de bu şekilde çok yakıştı. Bana bir hak verseler, 'Geri çağırır mısın?' deseler, ben 'Evet' demem, çağırmam. Kimseye böyle güzel bir mertebe nasip olmaz" dedi.