Zor zamanlar yaşıyoruz, bu zamanın Ramazanı da ona göredir. Mübarek olsun, yani bereketli geçsin ve bütün belaların defedilmesine vesile olsun, nice güzel günlere kavuşmak dileğimiz olsun.
Ağır işlerde çalışanlar için kolay bir ibadet değil şüphesiz ama her halükârda eciri çok yüksek. "Ecir" kelimesini hemen "ücret" ten hatırlayalım, "Emeğin kiraya verilmesi" olarak tanımlıyor sözlükler.
Oruç tutarken katlandığımızın karşılığını çok yüce bir makamdan, varlıktan bekliyoruz.
Ona yaslanıyor, ona sığınıyoruz.
Kabul ve makbul olur inşallah. O makam ve varlık ki; ayın, güneşin ve bütün nizamın yaratıcısı ve kusursuz işleyişine muktedir muazzam bir güç, bütün âlemlerin Rabbi, lütuf ve ikram sahibidir, bize ise sadece idraki kalmaktadır.
Bu sıcak yaz gününde biraz dikkat edilirse bu bir ay bizi kolayca bayrama ulaştıracaktır.
Bu sıralar herkesin tavsiyeleri var. Ancak uzmanlar özellikle bir hususa, susuzluğa dikkat çekiyorlar. Tıka basa yesek bile açlığı birkaç saat erteleyebiliyoruz ama susuzluk öyle değil. 100 gramlık protein için yarım litre suya ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. O halde sahur yemeğinde vücudumuzdan su çeken gıdalar yerine bedene su veren gıdaların tercih edilmesi gerekiyor. Salatalık, marul, turp, rafadan yahut tereyağında yumurta, badem, yoğurt bu sınıfa giriyor. Ekmek, su çeken gıdaların başında geliyor, çok tüketildiğinde tok tutacağı sanılmasın. Peynir, zeytin, sucuk gibi tuzlu ve su tutan gıdaların, tatlıların ve karpuz gibi idrar söktürücü yiyeceklerin mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekiyor.
Ankaramız zaten iklim bakımından katlanılmayacak bir yer değil. Burada yemek içmekten ziyade oruç tutanların hal ve tavırlarına bunu yansıtmaları gerekiyor.
Herkesin bildiği ama uygulamada zorlandığı şeyler bunlar. Bilhassa sigara tiryakileri çok agresif oluyor. SABIR en önemli ilaç..
Gözünü, kulağını biraz günlük olaylardan çekeceksin. Başkalarını değil kendini dinleyeceksin.
Yalnız kalındığında nefesimizi takip etmek bile insana büyük rahatlık veriyor. Zaten oruç dediğimiz şey de yiyip içmeden kesilmek değil, davranışlarımızı kontrol etmek değil midir?! Ramazan, bayram, kandil geceleri, Cuma vakitleri müstesna zamanlardır. Namazın içindeki rükû ve secde anı gibi farklıdır, ayrıdır, anlamlıdır. Günümüz insanının daha kolay anlayacağı ifadeyle; primi, bonusu, getirisi yüksektir. Boşa geçirmemek, değerlendirmek lazımdır, hayatımızın gidişatı hakkında hesabımızı yeniden gözden geçirme zamanıdır.