1 Mayıs'tan, "işçi ve emekçi bayramı"ndan geriye sadece bayrak, flama, patlak balon ve her türlü atıklar kaldı. Atık şampiyonu her zamanki gibi yine pet şişeler oldu. 1 Mayıslarda zaten en çok LAF, ardından da bolca su tüketilir. Atılan nutuklardan geride kalan olmaz ama su tüketimini pet şişelerden anlarız. O gün belediyeler ve çöp toplayıcılar sabaha kadar söylene söylene 1 Mayıs atığı topladılar. Sendika kelime olarak bize Fransızca "syndicat" kelimesinden geçmiş, "ortak çıkarları korumak için oluşturulan birlik" anlamına geliyor. Diğer ülkelerde "union" kelimesiyle karşılanıyor bu sözcük, Araplarda da "ittihad" yani birlik..
***
Günümüzdeki meslek örgütlerine ben hiç sıcak bakmıyorum, bakamıyorum çünkü bu örgütlerin – kusura bakılmasın ama– mensuplarını sömürmekten başka işe yaramadığını düşünüyorum. (Esnafsanatkâr kuruluşları, odalar, borsalar da buna dâhildir.) Bunu anlamak için aidat ödeyen sade üyelere; örgütten, dernekten, sendikadan, odadan v.s. meslek kuruluşundan nasıl bir hizmet aldığını sormak yetecektir. Ne yapmış, dünyadaki hangi ileri uygulamayı kazandırmış da üyesinin satışını, gelirini, sosyal seviyesini yükseltmiş sormak lazım?! Yalnız bu soruyu soracaklarınız, sendikada, esnaf teşkilatında, odada, borsada vs meslek kuruluşunda "yönetici" konumunda olmamalıdır. Çünkü onların varsa kendi işleri dışındaki bu meşguliyetten yani meslek temsilciliğinden edindikleri konfor hayli yüksektir. Önemli bir gelir ve hatırı sayılır makamlar sağlanmaktadır. Üstelik çeşitli adlar adı altında yaptıkları dünya gezilerini de asla kendi gelirleriyle yapamazlar.
***
1 Mayıs mitingleri üyelerin gazını almak için yapılan eylemlerdir, günlerce hazırlığı yapılır ama işçi-emekçi adına elde edilen pek bir şey yoktur. Herkes kendi ideolojik görüşü doğrultusunda bir şeyler söyler geçer. (Ankara'da o meydana "Anadolu Meydanı" demeye dilleri varmadı.) Masraflar da yine işçinin emekçinin kesesindendir. Bu yüzden 1 Mayıslarda meydanlar dolmaz daha çok "tatil" olarak değerlendirilir. Sendikalardaki sert hiyerarşik yapıyı da hiç anlayamam, kayıtsız şartsız itaat gerektiriyor. Böyle bir ilişki içinde "sendikacı" üyesi tarafından sorgulanabilir, "aldığın aidatı nereye, nasıl kullanıyorsun?" denebilir mi? Konfederasyon, Birlik, Sendika v.s.. Aynalı, camlı, kaplamalı, kapalı garajları son model makam araçlarıyla dolu merkez binalarına bir bakın söylediklerimin nereye vardığını göreceksiniz. "Az bile söylüyorsun" diyeceksiniz.