Sabah'ta bu başlıkla çıkmıştı hastalıkla ilgili haber. Evet, son olmamalı, yeter ki farkında olalım. Dün, 11 Nisan Dünya Parkison Günüydü, hafta boyunca da etkinlikler olacakmış. Dernek yetkililerinin radyoda anlattıkları ile adeta ürktüm.
Çünkü Parkinson sadece bir
ihtiyarlık hastalığı da değil ve artık gençlerde de görülebiliyormuş.
"Derdinde olmayan deveyi görmez" derler.
Gerçekten ne ailede ne çevrede böyle bir dertle karşılaşmadığımız için dinleyip geçiyoruz. Oysa öyle bir çağda yaşıyoruz ki -Allah muhafaza- bir gün bir titreme ile dehşete düşmeyeceğimiz garanti değil. Hastalık sadece titreme ile de belli olmuyor; kronikleşen depresyon, kabızlık, hattâ koku almada sorun yaşamaya başlamak bile parkinsonun belirtileriymiş ve hasta zamanla günlük basit ihtiyaçlarını bile tek başına karşılayamıyormuş.
Tedavisi de yok üstelik..
Ancak bazı ilaçlar ve cerrahi müdahaleyle hafifletilebiliyor..
Hastalığa en önemli sebebi
"dopamin" denilen kimyasalın artık bedende
üretilmemesi, bu da hareketi ve kişinin
ruh halini etkiliyor. Dopamin azaldıkça
belirtiler baş gösteriyor. Uzmanların ifadesine
göre; elde veya başparmakta kontrolsüz
hareket, çene ve dudakta hafif titremeler
parkinsonun en sık görülen belirtileri.
Bacak kaslarının seğrimesi ve el yazısındaki ani değişmeler buna dahil.. Her el titremesi de parkinson hastalığı anlamına gelmiyor.
Yürürken adımlar küçülür, ayak sürüklemede zorlanılır, kaslar sertleşir dolayısıyla hareket kısıtlanıyor ve de ağrılar oluşuyorsa "Parkinson" ile karşı karşıyayız.
Konuşmada hızlanma, zorlanma ve kısık ses, cümleler arasında durmama, tereddüt, konuşmanın monotonlaşması hastalık belirtisi olabiliyor. Yaş, cinsiyet ve kalıtımsal özellikler parkinson için çok önemli sayılıyor.
Hastalığın yol açtığı sorunların kontrol altına alınması yine hastalığın erken teşhisine bağlı. Elektrik dalgalarıyla belirtiler hafifletilebiliyormuş.
Daha çok taze sebze ve meyve, tam tahıllı gıdalar lifli yiyecekler tavsiye ediliyor. Bir de düzenli egzersiz.. Masaj ve akupunktur hastanın rahatlamasına yardımcı oluyor. Velhasıl dünyanın bin bir türlü hali var, "Bende olmaz" demeyeceğiz, dikkatli olacağız, zor gelmeden yaşantımızı ayarlamakta fayda var. Tıp ilerledi, özellikle bizim ülkemizde her türlü hastalığın tedavisi için uzmanlarımız, gönüllü dernekler var. Hasta sahipleriyle yakın temas ve dayanışma önemli. Bilgilerimizi tazeler, yeni şeyler öğrenebiliriz. Her türlü hastalıktan Allah korusun diyorum ve tüm hastalara şifalar diliyorum