Ankara'da bir çini sanatçısı, Osmanlı'dan bu yana devam eden geleneksel Türk sanatı çiniyi ustalıkla icra ederek yeni bir boyut kazandırıyor. Hem usta hem sanatçı olarak topraktan fırına kadar çinideki aşamaları aktaran Hatice Şehnaz Baykal, ateş, toprak ve suyun güzel buluşmasından ortaya çıkan ve bisküvi denen objeleri sanat eserlerine dönüştürüyor. 20 yıldır çini yaptığını söyleyen Baykal, 11 aşamadan yani 11 elden geçen çininin son aşamasında boya işlemini yaptıklarını dile getirdi. Çini yapımına yeni başlayanların boyama tekniklerine alışana kadar ufak hatalar yapabildiklerini ifade eden Baykal, "Yaptığımız sırlı bir iş, son aşamada sırlama yapıldığında sonuç olarak ne çıkacağı sürpriz olur" şeklinde konuştu. Büyük bir heyecan ve özveriyle işini yaptığını kaydeden Baykal, 1200 yıllık tarihi olan bir sanatı devam ettirerek eskiyle yeniyi yorumladığını, zanaatına sanat kattığını kaydetti. Çeşitli konferanslara, eğitimlere ve workshoplara katılan Baykal, Kore Büyükelçiliğinde "Hamdım, Piştim, Yandım" sergisini açarak bu kültürü ve sanatı tanıtacak. Bursa'da 10 camiye iç tasarım olarak çini yapacaklarını söyleyen Baykal, çiniyi hayatın her alanında desen olarak kullanılabileceğini, çini sanatının çok emek isteyen bir iş olduğunu anlattı. Baykal, "Sanatçıyım diyebilmeniz için kendinizden bir şeyler katmalısınız, sadece geleneksel desenleri çalışırsanız zanaatkar olursunuz. Ben moda tasarımcısı olduğum için geleneksel motiflerle yeni motifleri yorumlayarak sanatımı icra ediyorum. Ama öğrenmenin yaşı yok. Öğrencilerimden de yeni şeyler öğreniyorum çünkü herkesin hayal gücü ve sanat dünyası çok farklı bu anlamda hala öğreniyorum" dedi. Çinide her motifin her desenin bir anlamı olduğunu kaydeden Baykal, lalenin dik duruşundan dolayı Allah'ı temsil ettiğini, gülün Peygamberimizin temsili olduğunu ve yelken desenlerinin de eskiden gemiyle savaşa giden askerlerin eşleri tarafından bu şekilde tasvir edildiğini söyledi.