Başkentin gelecek hafta en önemli gündemi okullar, öğrenciler ve trafik olacak.
Herkesin kafasında şimdiden;
"Okullar açılınca trafik ne olacak?" sorusu var. Mesai başlangıcında ve sonunda zaten felç olan ana arterler okullar ve servislerle birlikte daha da zorlaşacak görünüyor.
Hele bazı sokaklardaki gereksiz ve zamansız kaldırım yenilemeleri ve asfalt çalışmaları için bulundurulan iş makineleri trafiği tıkamaya zaten yetiyor.
***
Sadece trafik değil derdimiz. Eğitim öğretim bizim memleketimizin en önemli meselesidir. Niye derseniz; bizimle çok oynadılar. Ülkemizle uğraşanların, ülkemizin geleceği ile ilgili hesap yapanların ilk hedefi daima okullar öğrenciler olmuştur. Bu her zaman böyle olmuştur.
İdeolojik kamplaşmalar ilk önce okullarda başlatılmış memleket evlatları birbirine düşürülmüştür. Ülkemizdeki yabancı okulların durumu da bize eğitimin nasıl ve neden hedef olduğunun ipuçlarını verir. Siz istediğiniz kadar "Kolejde okuyorlar, yabancı dil öğreniyorlar" diye çocuklarınıza kaliteli bir eğitim imkânı sağladığınızı düşünün.
Başkaları bunu hep kullandılar. "Robert kolejler, Amerikan Bord, Fulbright Komisyonları" nedir, nasıl rol oynamışlardır ülkenin geleceğinde yeniden bakmak lazım?!
Aynı çevreler sonra sağlık sektörünü seçmişler çünkü eğitim gibi sağlık da çok önemli..
FETÖ'nün de ilk önce bu iki sektörü seçip hastaneler ve dershanelerle işe (!) başlaması bundandır. Herkesin çocuğu önemlidir, herkes çocuğuna iyi bir eğitim verebilmek için imkânlarını seferber etmektedir; "Cahil kalmasın, kendini kurtarsın" dır amaç.. Ama gelin görün "eğitimci-sağlıkçı" ve son yıllarda "gazeteci kimlikli yıkıcı faaliyet elemanlarının nice gizli işler içinde bulundukları ortaya çıkmıştır.
***
18 Eylül'de 18 milyon öğrenci okulda olacak. Her yıl 1 milyon civarında çocuğun okula başladığını biliyoruz. Ankara'da 3 bine yakın okulda -okul öncesi dâhil- 1 milyonun üzerinde öğrenci ve 80 bin öğretmen ile pazartesi okula koşacaklar, ama nasıl? Okula gitmeleri, dönmeleri, kullanacakları malzeme, giyecekleri, yiyecekleri hepsi aileleri düşündürüyor. Romanya'nın 19 milyon, Yunanistan'ın 11 milyon, Bulgaristan'ın 7 milyon nüfusuyla kıyaslayarak 20 milyon öğrencimizin öğrenciye, veliye, yöneticiye, eğitimciye, siyasetçiye nasıl bir sorumluluk yüklediği apaçık ortadadır.
Hayırlı olsun diyelim, tüm kesimlere kolaylıklar dileyelim ve çocuklarımızın yeni dönemi kazasız belasız tamamlamaları için dua edelim.
Bu satırların yazarı çocukların güvenliği ve okul yöneticilerinin sorumluluğu noktasında bilhassa takipçi olacak.