Sincan'da halı yıkamacılığı yapan Mahmut Sağlam, 15 Temmuz gecesi hainlere karşı vatanını savunmak için gecesi "Hızır" olacağını bilmeden dışarı çıkmıştı. Halı yıkama aracıyla Külliye'ye ulaşan Sağlam'ın gördüğü manzara dehşet vericiydi. Helikopterler bölgeyi kurşun yağmuruna tutmuştu. Herkes yaralı bir şekilde yerde yatıyordu ve yaralıları taşıyacak tek bir araç bile yoktu. Sağlam, küçük halı yıkama aracıyla adeta Hızır gibi yetişmişti. Bölgedeki şehit ve gaziler halı yıkama firmasının aracına taşınarak hastaneye yetiştirildi. O gece 15 kişi taşıyan araç 13 gaziyi kurtarırken 2 kişi ise şehit oldu.
"ORADA YATAN BİRİSİ VAR"
15 Temmuz gecesi o araçla taşınan gazilerden Mesut Zeybek, o geceyi şu şekilde anlattı: "Helikopter bölgeyi henüz taramadan tankın üstündeki askere sen nerelisin? diye sormuştum. Asker de Batman demişti. Ben de bu yaşa dışı eylemi bırakın, bunlar işgal edip yönetimi ele alınca size de kötü davranırlar, gelin polise sığının teslim olun demiştim kendisine. Asker de görev var, emir var diyordu. Bir süre sonra helikopter taramaya başladı ve sonrasını zaten hatırlamıyorum. 9 kurşunla yaralanmışım. Sonra öğrendim ki halı yıkama aracı gazilerimizi, şehitlerimizi alıp tam giderken konuştuğum asker tankın içinden çıkarak arkalarından seslenmiş ve beni göstererek orada da yatan birisi var demiş."
"FETÖ HASTANESİ KAPALIYDI"
Gece Gazi Mesut Zeybek'i taşıyan Mehmet Tahir İkiler ise bu olayı doğrulayarak, askerin orada yatan birisi olduğu sözlerini duyduğunu ve o yöne hareket ettiğini belirtti. İkiler, "Askerin söylediği yöne koşup tek başıma Mesut Zeybek'i 30 metre sürükleyerek taşımak zorunda kaldım. Gazi Zeybek araca atılan son kişiydi" şeklinde konuştu. Gecenin kahramanlarından aracın sahibi Sağlam ise gazileri hastaneyi yetiştirirken direksiyon başında olduğunu belirterek, "O gece ne pahasına olursa olsun hastaneye yetiştirmek zorundaydım. Söğütözü'ne doğru giderken bir ara yolda polisler güvenlik gerekçesiyle aracı durdular, araçtaki tabloyu görünce de direkt 'geç geç' dediler. O civarda bulunan özel bir hastaneye yaralıları bırakmak istedim. Araçla hastaneye yaklaşabildiğim kadar yaklaştım ve sonra koşmaya başladım. Sedyelerle 3 kişiyi buraya bıraktıktan sonra yine direksiyonun başına geçtim ve gözyaşlarımla, dualarla sürmeye devam ettim. Taşıdığım canlar için bir yandan sürekli dua ediyordum. Ve nihayet hastaneye ulaşmıştım. FETÖ'nün Fatih Hastanesi ışıkları kapatmıştı. Bölgedeki diğer bir hastane ise gelecek yaralılar için hazır bekliyordu. Aracımla hastanenin acil girişine geldim. Herkes araca doğru koştu, bütün yaralıları alıp hemen müdahalede bulunmaya başladılar. Tüm müdahalelere rağmen yaralılardan ikisi şehit olmuş. Hastane ilk kez böyle bir koşuşturmaya şahit olmuştur" dedi.
15 TEMMUZ DOSTLUĞU
Onlar
15 Temmuz gecesi verdikleri mücadeleyle yeni bir dostluğun kapısını araladılar. Sık sık bir araya gelerek o şanlı gecede yaşadıklarını birbirleriyle paylaşıyor ve 15 Temmuz ruhunu canlı tutuyorlar. Sağlam, "O şanlı gece arabada yaşam mücadelesi veren bizler arasında adeta 15 Temmuz dostluğu oluştu. Gazilerimiz ve ben sık sık görüşüyor, birbirimize anlattığımız anı ve ayrıntılarla 15 Temmuz kahramanlık destanını bir kez daha yaşamış oluyoruz. Bayramlarda birbirimizi ziyaret ettik, ediyoruz" diye konuştu.