Terör örgütü FETÖ, orduyu ele geçirirken, gazeteci ve asker görünümlü teröristleriyle ortaklık kurmuş. Askerlerin içeriden başlattığı yapılanmaya "gazeteci abiler" Bugün ve Zaman gibi örgütün medyasıyla destek vermiş. SABAH Ankara, FETÖ basını ve askerlerinin GATA üzerinden kurdukları oyunu mağdurlarından dinledi. TSK'nın tüm eğitimlerini birincilikle bitirip yaptığı ender çalışmalarla ordu bünyesinde Türkiye'nin büyük araştırmalarına imza atan Prof. Dr. Fikret Arpacı, FETÖ'nün en fazla çekindiği isimlerden olduğunu söyledi. Arpacı, "Sadece orduyu değil, Türk bilimini de baltaladılar. GATA'nın arşiv-araştırmalarını kopyalayıp gazetelerine servis ettiler. 'Kobay er' haberleriyle ülkenin en büyük araştırmalarını bitirdiler" şeklinde konuştu. Yüzlerce askerin hayatını karartan terörist çeteye karşı mücadele ederken her şeyini kaybeden Prof. Dr. Arpacı, şimdi özel bir hastanenin Onkoloji bölümünde görevli. FETÖ'nün GATA'daki ihanet dolu yapılanmasını anlatan 55 yaşındaki Arpacı, "Akın İpek'in medyasıyla birlikte örgütün diğer mecraları algı oluşturmada kullanıldı" diye konuştu.
KOBAY İFTİRASI ATTILAR
Arpacı "20 Temmuz 2010 terfi sürecinde FETÖ'cü Bugün Gazetesi beni manşetleriyle yıpratmaya başladı. GATA'daki araştırmaları bitirip başarılı doktorları ordudan uzaklaştırmak için 'kobay skandalı' diye bir haber ürettiler. Klinikteki tüm çalışmalarımı izne tabi yapıyordum, buna rağmen hastaları kobay olarak kullandığımı iddia ettiler. Önce tekzibimi yayınlamadılar, 2 yıl sonra mahkeme kanalıyla tekzip ettiler. Her komuta kademesi değiştikçe isimsiz, sahte imzalı kişiler tarafından şikayet edip onlarca soruşturma geçirdim. En son Cumhurbaşkanlığı'na başvurdular. Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) bir savunma istedi, ben de 169 sayfalık bir savunma yazdım. YÖK incelemelerini tamamladı ve masumiyetimi onayladı, etik ihlalin olmadığını, haberlerin asılsız olduğunu söyledi. Çok ağır soruşturmalar geçirdim, hayatım karardı, gecem gündüzüm kendimi aklamakla geçti. Yıllarca Genelkurmay Personel Daire Başkanlığı'na buradaki yapılanma ve yıldırmalara dair yazılar yazdım ancak sonuç çıkmadı çünkü oradakiler de paraleldi. Gelen dosyaları ya atıyor ya da direkt imha ediyorlardı" diye konuştu.
'I KILL YOU FURYASI'
Darbeci çetenin kendisinden çok çekindiklerini belirten Arpacı, "Hayatımı kararttılar ama pes ettiremediler, benden korktukları için bana büyük oynadılar. Çünkü ölümü göze alıp bu ihaneti ortaya çıkarmaya ant içmiştim" dedi. Arpacı, "Bilimsel çalışma yapan profesörler yıldırılarak istifa ettirildi. Kendi elemanlarını yerleştirdiler. Sayılamayacak mobbinglerle ordunun akademik gücünü yok ettiler. 6 yılı hukuksal diğerleri bireysel 27 yıl mücadele verdim, onlarca kez ölüm tehdidi aldım. Beni ve aileme takip ettiler, ortam dinlemesi yaptılar. Çocuklarımı dinlediler. Savcılık İstanbul'da bir internet sitesi buluyor IP adreslerinden bu siteyi girilen yerlerden biri de GATA Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Şube Müdürlüğü çıktı. O dönem burada görev yapan kişi ifadesinde, 'Ben buraya komutanın emriyle girdim' dedi. O yıllarda GATA'da ölüm tehditli elektronik posta almaya başladık. GATA kişisel elektronik postama İngilizce olarak "I'll kill you-seni öldüreceğim" maili geldi" diye konuştu.
MİLLETİN EVLATLARINA DELİ RAPORU
Arpacı, "Türkiye'nin ele geçirilmesi planında Gülhane önemli bir yerdeydi, sadece hastane olarak bakmamak gerek. Bunlardan sonra araştırma yapamaz hale geldik" şeklinde konuştu. Dr. Arpacı, "Talep üzerine Genelkurmay'ın bu yapı hakkında yaptığı soruşturma için ifade verdim. Sonradan öğrendim ki ifade verdiklerim de paralelmiş. Çünkü YAŞ toplantısından sonra alındı hepsi. Bütün işler ifade verdiklerimizde kalmış. Hakim, savcı, personel başkanlıkları vs. KHK'larla alınan kişiler yıllarca bizim anlattığımız, uyardığımız kişiler. Önce bir takım kanunsuz dinleme ve izleme yaptılar, sonra kurdukları sitelerden yaydılar, bu şekilde istifa ettirdiler. Bunların yüzünden onlarca insan eşinden ayrıldı, hapse girdi, intihar etti. Onlarca askere ilginç sebeplerle ordudan çalışamaz raporu verdiler, bu milletin evlatlarını özürlü, deli raporlarıyla bitirdiler. Bu şebeke insanlığını kaybetmiş bir 'ölüm timi'nden başka bir şey değil. Bu yapıyı küçüksememek gerek. Tüm bu operasyonların ardından gevşemeden mücadele edilmeli. Devleti bu çeteden kurtarmak gerek, şu anda alınanlar kadar kendini gizleyenler de var. ABD'deki esir papaz bunları devlete karşı hipnotize edip 40 yılda devlete silah olarak eğitti. Haşhaşi tanımı tam da yerine oturuyor" dedi.