Darbeci FETÖ askerlerinin F-16 ve tanklarla adeta yaylım ateşine tutarak savaş alanına çevirdiği Ankara Emniyet Müdürlüğü, 100 kişilik "kahraman ordusu"nun 9 tanka siper olmasıyla kurtarıldı. Emniyeti savunanlar arasında bulunan Önder Gökçekaya, "Komutanın, 'Kim çıkarsa vurun' emriyle mermiler yağıyordu. Öle öle girdik emniyete. İçeriden çıkan polislerle birbirimize sarıldık. 'Gördünüz mü ağabey, ülkemin ordusu bizi öldürüyor' sözlerini unutmak mümkün değil" diye konuştu.
"SEZGİN AŞİRETİ'YLE DİRENDİK"
Kanlı gecede sosyal medya üzerinden haberleşerek emniyeti korumaya gittiklerini belirten Gökçekaya, "Kalkışmanın onaylanmasıyla Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla polislerimizin yardımına koştuk. Hainlere karşı Sezgin aşiretiyle birlikte mücadele ettik" dedi. Gökçekaya, "Emniyet zor durumda denilince emniyetin önüne gittik, köprülerin üzerinde ve içeride tanklar vardı ve havadan tutsak eden uçaklar. Otopark dahil tüm giriş ve çıkışları tutulmuştu, yollar kapatılmıştı. Yaklaşmıştık ki emniyet bombalandı. Üç bomba düştü. Ardından tanklarla taramaya başladılar yaralı polisleri. O ara köprünün üzerindeki askerlerle konuşmayı denedik. Kandırılıyorsunuz, bizim silahımızla bizi vuruyorsunuz, sizi seviyoruz dedik ancak onlar bize küfür etti. 'Evinize gidin. Bu bir darbedir, artık bitti' dediler. Biz Ankaralılar 100 kişiydik ancak aşiret de gelince 500 kişi olduk. Emniyete yürümeye başlayınca bir astsubay, 'Vurun, ateş etmekten çekinmeyin hepsini öldürün köpeklerin' emri verince biz artık mermilere doğru öle öle yürüme başladık. İki tank emrin ardından köprünün üzerinde önüne çıkan her şeyi ezerek emniyete doğru harekete geçti" dedi.
'Sırtımızda mühimmat taşıdık'
İhanet
gecesinde darbecilerin hedef aldıkları ana noktaları canla başla savunan Gökçekaya ve arkadaşları, asker ve polise tam destek verdi. Gökçekaya, "Genelkurmay'ın zor durumda olduğunu söyledi arkadaşlar. Hemen arkadaşlarımızla oraya gittik, mühimmatımız yok ağabey sıkıştırıldık acil yardım dedi. Silah vs şeyler satan arkadaşlarımızla irtibata geçtik gerekli mühimmatları aldık. Sırtımızda torbalarla 1.5 saatte ulaşabildik oraya. En son MİT'e gittik, orada destek sağladık, MİT'i önüne yaya bir saldırının olmaması için bekledik. Biz o gece çatışmaların en yoğun olduğu yerlerde görev aldık. Son durağımız Cumhurbaşkanlığı Külliyesi oldu. Sabah namazı saatinde oradaydık, insanlar namaz esnasında FETÖ'cü teröristlerce katledildi. Yerde yatan şehitleri ve tankın önüne geçen yürekli insanları görünce bu darbenin başarılı olamayacağını anladık. O gece, iki evladını elinden tutup tankın önüne yürüyen baba, vatan benim evladım alamazsın diye canını feda eden analar gördüm" şeklinde konuştu.
'Ağabey asker bizi öldürüyor'
"Emniyete
ördüğümüz etten duvar sonuç verdi" diyen Gökçekaya, tankların ve yaya askerlerin sivil halka karşı duramadığını, kaçtıklarını söyledi. Gökçekaya, "Engel kırılınca içeriye girdik. Emniyetin içerisinde üç tank kalmıştı, 6'sı kaçınca. İçerideki tankları ele geçirdik. Askerler, 'Biz kandırıldık, teslim oluyoruz' dediler. Bazı medya organları, 'Askerler linç edildi' diyerek darbenin yanında saf tutmaya devam ediyorlardı. Biz linç etmek yerine onları ellerinden tutup polise teslim ettik. Oradaki manzarayı hiç unutmuyorum. İçeriye girdiğimiz anda polis kardeşlerimizle birbirimize sarıldık. 'Ağabey Allah sizden razı olsun. Bize ne yaptılar gördünüz mü, asker bizi öldürüyor' dedi. O gece orada bir polis askerin üzerine yattı zarar vermesinler diye. Askeri bir fiske vurdurtmadı. Polisleri kurtardıktan sonra İstiklal Marşı okuduk. İstiklal Marşı'nın her kelime, her cümlesinde gözyaşı vardı o gece" ifadelerini kullandı.