BİR grup FETÖ-PDY'ci asker, 15 Temmuz gecesi kışlalarından çıkarak darbe girişiminde bulundu. Tanklarla karadan, F-16'larla havadan başkentlilere korku dolu bir gece yaşatan darbecilere en büyük tepkiyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokağa dökülen halk verdi. İşte o kara gecede kimi Ankaralı şehit düşerken kimi Ankaralı ise yaralandı. Onlar Ankara'nın demokrasi şehitleri... Onlar FETÖ'cü askerlerin darbe girişimine bir an bile tereddüt etmeden karşı koydu ve şehit oldu. SABAH Ankara olarak ülke ve demokrasi için canını ortaya koyan ve asla geri dönmeyi düşünmeyen kahramanların yürekleri burkan hikâyelerini sizlerle paylaşıyoruz... 35 yaşındaki Ömer İpek, Sincan'da esnaflık yapıyordu. Eşi Zeynep ile 10 yıldır evli olan Ömer, çocuk özlemi çekiyordu. Tüp bebek tedavisiyle ikiz bebek sahibi olan Ömer, yıllardır hasretini çektiği çocuklarının kokusuna doyamadan vatan, millet uğruna sokaklara düştü ve 15 Temmuz gecesi Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'ne atılan bombalarla şehit oldu. Gözü kırpmadan ve geriye dönmeyi düşünmeden darbecilere karşı sokağa çıkan Ömer, babası Talip İpek'e son olarak, "Baba çocuklar sana emanet" dedi.
BAHTİYARIM...
SABAH Ankara'ya konuşan acılı baba Talip İpek, "Söylenecek her şey burada söyleniyor. Bu hainler, böyle kahramanlar olduğu müddetçe başaramayacak. Bunlar Allah'ın aslanı... Bunlar sadece vatan ve İslam için canını koydu. Bunun iki tane yavrusu var. Daha 4 aylık... Benim yavrum 34 yaşındaydı. 2 yavrusunu ve eşini ardında bırakıp sırf vatan, millet uğruna şehit oldu. Ben 'Yavrum ne olur gitme' dedim. Bana ne dedi biliyor musunuz giderken? "Baba ben çocuklarım için gidiyorum. Şehit olacağım. Çocuklarım sana emanet' dedi. Ben çok şükür şehit babası oldum. Bahtiyarım" şeklinde konuştu.
GERİDE 6 YETİM BIRAKTI
İlk sivil direnişin yaşandığı Kazan'daki Akıncı Üssü'ne giderek F-16'lara karşı koyan Ahi Mahallesi Muhtarı Ali Anar ise geride 6 yetim ve 1 gözü yaşlı eş bıraktı. En büyüğü 15 en küçüğü 4 yaşında olan Hüseyin, Yurdagül, Elif, Şerife, Muhammet ve Naife ismindeki 6 yetimle bir başına kaldığını belirten Dede Hüseyin Anar, "Biz bunların idamını istiyoruz. Bu memleket böyle 3-5 çapulcuya kalmadı. Böyle Müslümanlık da olmaz, böyle insanlık da olmaz. Biz onları zor günlerde büyüttük. 6 tane çocuğu bana bıraktı gitti. Ben bunların hangi birinin gönlünü yapayım. Ben kendim ameliyatlı adamım. Çalışma gücüm yok. Kendisi 35 yaşındaydı. Köyün muhtarıydı. Allah memleketimize, devletimize zeval vermesin. Bu ülke hepimizin ülkesi... Birlik ve beraberlik zamanı... Bu bayrak bizim... Nereye gideceğiz? Suriye gibi mi olacağız? Suriye'yi yine Türkiye aldı. Bizi alacak devlet yok. Bunların sonu idam. Benim oğlum ölerek bu halka borcunu ödedi. Allah iman ve Kuran nasip etsin. Şehitlerimiz huzur içinde yatsın..."dedi. Babası ile Akıncı Üssü'ne giden Hüseyin ise, "Biz babamla köyden beraber gittik. Bura kızışacak diyerek beni olay yerinden uzaklaştırdı. Kendisi gitti ve ateş açıldıktan sonra şehit oldu" ifadelerini kullandı.