Anadolu'da özellikle de Osmanlı Devleti'nde saraylarda, hamamlarda kıraathanelerde bir berberlik kültürü olduğunu söyleyen Başkan Karakaş, "Bu kültür, Osmanlı'da kıraathanelerde ve seyyar berberler tarafından yaşatılırdı. Eskiden berberde sakal tıraşı olmak bileği taşıyla usturaları bileyerek, yüzlere leğen tutarak ve yüzler yıkanarak taşın üstünde saç, sakal tıraşı ile özel günlere hazırlanmaktı. Bunun yanında berberlik, bizim kültürümüzde bir diğer önemli yeri olan hamamlar ile yakın ilişki içindeydi. Hamamların yanında veya içerisinde berber ve terzi vardı. Eskiden berberde saç yıkatmak ayıp sayılırdı. Saç sakal tıraşı olunur berberden çıkan arife suyu diye adlandırdığımız hamama giderdi" dedi.
BERBERLE NAMAZA GİDİLİRDİ
Bayram tıraşının kültürümüzde önemli bir yeri olduğunu hatırlatan Karakaş "Dedelerimiz, babalarımız bayram haftasında veya arife gününde çocuk ve torunlarını saç tıraşına götürür, kendileri de saç ve sakal tıraşı olurlardı. Eskiden en meşhur berberlerde iğde çiçeği kolonyası vardı. İğde çiçeği kolonyası her berberde bulunmazdı. Bulunduğu berberler de sosyete berberleriydi. İğde çiçeği kolonyasının yanında lavanta kolonyası da çok kullanırdı. Bu bayram tıraşı dini vecibelerimiz gereği özellikle ramazanın 15. gününden sonra başlar, arife sabahına kadar devam ederdi. Arife günü sabahı berberde en son tıraş yapılar, dükkan kapatılır, berber ile bayram namazına gidilirdi. Bayram namazından sonra şekerler dağıtılır, caminin önünde simit gevrekler satılırdı. Köylerde o yörenin en önemli güzel etkinlikleri yapılırdı" diye anlattı.
"HAYDİ BAYRAM TIRAŞINA"
Karakaş, en yoğun günlerin arife günleri olduğunu, o günlerinde şenlik edasıyla geçtiğini anlatarak "Arife günlerinde berber dükkanlarına evlerden çay demlenir, börek yapılırdı. Sıra beklerken bunlar hem ikram edilirdi. Akşamüstü bir boşluk olduğunda berber, berberin dükkanını ziyaret eder, kahveler içilir sohbet muhabbet edilirdi. Bu geleneklerimiz az da olsa devam ediyor. Özellikle büyüklerimiz halen berberlik kültür geleneğini yaşatıyor"dedi.
BU KÜLTÜR YAŞATILMALI
Karakaş bayramda çıraklara bahşiş verilmesi geleneğine de değinerek,"Berberde tıraş olmak bir kültür, bahşiş vererek çırakları sevindirmek ayrı bir zevkti. Bahşişle çıraklarımız hep var oldu, meslek bahşişle öğrenildi, devamı sağlanıldı. Bahşiş bizde aslında bir yardımlaşma, bir teşviktir" ifadelerini kullandı. Anadolu'daki ahi geleneği içerisinde yer alan berberliğin olmazsa olmazlardan olduğunun altını da çizen Karakaş sözlerini ayrıca, "Şuan her şey fabrikalaşmış durumda. Ama berberlik kültür değişmemeli, çünkü bu meslek bir el sanatıdır. Mal alıp satmıyoruz sonuçta, hizmet üretiyoruz. Milli ve manevi değerler unutulmamalı, ecdadımızın geleneğinden gelen berberlik kültürü yaşatılmalı. Terzide pantolon dikilmeli. Şekerler marketten değil şekerciden alınmalı, kolonyacıya gidilip kolonya doldurulmalı. Eskiden Ankara'da bu ürünlerin alınması için belli yerlerin önünde saatlerce beklenirdi" dedi.