Türkiye'nin, Kızılay dâhil 105 kişilik 8 ayrı ekiple kurtarma ve yardım çalışmalarını sürdürdüğü Nepal bizim için ayrı bir parantez konusu. Baba Rawal'in Gurkaları'yla bu ilk karşılaşmamız değil. Kuvvetli, cesur ve kararlılıklarıyla İngiliz ordusunun en seçkin savaşçılarıydı onlar. Çanakkale'de İngiliz ve Anzak askerlerinin yanında onlar da vardı. Tüfekli birlikleriyle Aralık 1915'e kadar savaştılar bizimle.
Hep ön saftaydılar. Gurkaların son icraatları Zıgındere'de seyyar hastaneyi basıp yaralıları süngülemek oldu. Mehmetçik yedi düvelle birlikte onları da göğsünde söndürdü. Sonra Irak bölgesinde yine İngilizlerin 1924'de kurmayı planladıkları devlete karşı çıkan Türkmenler, bir olay başlatılmak suretiyle (şimdi bunun adı provokasyon oluyor) katledilmişlerdir.
Yine İngiliz planıyla binlerce Türkmen'in katledildiği olaylarda Nepalli Gurka askerleri kullanılmışlardır.
Neydi Türkmenlerin suçu? Faysal'ın kral olacağı yeni devletin kuruluşu için yapılan halk oylamasında karşı oy kullanmak istemeleriydi. Silahlı ayaklanmaya filan kalkışmadılar. Çoluk çocuk binlerce Türkmen katledildi.
***
Daha gerilere gitmeyelim. Kuzeydoğu Hindistan'da, Afganistan'a doğru Müslümanların ilerleyişlerinde de Gurkalar engeldirler. Ancak Türklerin devreye girmesiyle 13. Yüzyılda Hindistan Müslümanlarının (şimdiki Pakistan'ın) yolu yeniden açılır. Belki bu yüzdendir Nepalli Gurkaların İngilizler tarafından tarih içinde karşımıza çıkarılması, kim bilir?
Gurka soyundan Şah Maharaya Diraj Piriti'nin Nepal Krallığı adıyla kurduğu devletin cesur askerleri Hindistan'da ve koloni ordularında İngilizlerce hep kullanılmışlardır.
Yalnız Gurkalar mı, yeryüzünde İngilizlerin kullanmadığı, birbirine düşürmediği halk, kan akıtmadığı coğrafya var mı diye düşünüyorum. Mahşerde numaralı koltuk yok ama insanlara zulüm yaşatanların yeri Allah bilir ayrıdır.
Şimdi Türkiye, deprem gibi korkunç bir felaket yaşayan Nepal'in imdadına koştu. Kızılay dâhil tam donanımlı 105 kişilik 8 ayrı Türk ekibi beraberinde yardım malzemeleri olduğu halde Gurkaları değil, insanları kurtarmak, yardım etmek, çadır kurup, sıcak çorba sunmak amacıyla Başkent Katmandu'da bulunuyor.
Ehh, bu da bize çok yakışıyor.
Dünyanın neresinde, hangi milletten ve dinden olduğuna bakmadan, tarihte bize karşı işlediği cürümlerini hatırlamadan yardım etmek bu milletin geninde, şiarında var.