İşte,
53 yıl geride kaldı.. Ben
9 yaşında ilkokul
3. sınıf öğrencisiyken bir başbakan darağacında sallandırıldı. Zamanla her şey en doğru şekilde tefsir ediliyor. Neticede bir başbakan darbe ile indirildi ve türlü eziyet ve işkencelerden sonra idam edildi. Aynı gün değil ama kabine üyesi iki arkadaşı da aynı akıbeti paylaştı.
(Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan bir gün önce idam edildiler.)
***
Onu arkadaşlarıyla birlikte darağacına gönderenler bu idamlarla yetinmediler,
Menderes'in iki oğlu;
Mutlu ve
Yüksel Menderes'i de şüpheli şekilde öldürdüler. Babasının idam edildiğinde
12 yaşında olan
Aydın Bey'in akıbeti de malum.. Bir şüpheli trafik kazası sonunda felç oldu ve genç denilebilecek bir yaşta hayata veda etti. Onun yaşadığı da ağabeylerinin akıbetiydi bence, soylarını kurutmak,
Menderes adını yeryüzünden silmek istediler. Darbeyi kim yaptı,
Menderes ve arkadaşlarını kim astı, üniformalı bürokratlar mı? Onu başbakanlıktan indirip tutuklayan o subaylar mıdır? Asla..
Meclis Başkanı Cemil Çiçek bir gerçeği hatırlatıyor: "
Türk siyasi tarihinde unutulan bir gelenek, merhumun idamıyla
140 yıl sonra yeniden hortlatılmıştır."
***
Sultan Abdülaziz'i öldürtenler kimler ise
Menderes'i astıranlar onlardır. Velayetine inanılan,
Mevlevî, Hattât, Bestekâr, en önemlisi pehlivan bir padişah olan
Sultan Aziz, bir sabah namazı vakti abdest almaya hazırlanırken, dört kişi tarafından üzerine abanılarak, bilekleri kesilmek suretiyle öldürüldü. İntihar dediler, otopsiye katılan doktorlardan
İngiliz olanı; iyi de dedi,
"Haydi sol bileğini kendi kesti, sağ bilek böyle nasıl kesilebildi? Bu soru cevaplanmadı, halâ havada..
Menderes ve arkadaşlarının kimlerin teşvikiyle katledildikleri de bilinmiyor.
İstanbul işgal altındayken
Osmanlı'nın 36 ton altınını Hazineden kim çaldı da bir gecede
İngiltere'ye veya başka yere taşıdı? Doğrusunu isterseniz son
150 yılın tarihi henüz yazılmadı. Çünkü arşivler henüz açılmadı, arşiv belgelerine dayanan gerçekler henüz yazılmadı. Ben böyle inanır böyle bilirim. Bu güzel memleketin tüm gerçeklerinin gün yüzüne kavuşacağı günü bekliyorum ve o günlerin yakın olduğunu hissediyorum.