Birçok az gelişmiş ülkede haberleşmenin sağlanmasında, internetin yaygınlaşmasında Rafet Köksal'ın adı var. Tamamıyla Türk malı cihazlar üreten, bunları yurt dışına satan Köksal, deyim yerindeyse bu ülkelere "medeniyet" götürüyor.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
1962 Artvin doğumluyum. Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nde Elektronik Mühendisliği okudum. Üniversiteyi bitirdiğim yıl TRT'de çalışmaya başladım. Bir taraftan da master ve doktoramı tamamladım. 17 yıllık TRT hayatımın ardından kendi işimi kurmaya karar verdim. 15 yıldır da elektronik ve telekomünikasyon alanında kendi şirketimde faaliyette bulunuyorum.
Ticarete nasıl karar verdiniz?
TRT'den istifa ettim. Çünkü yaptığım iş beni tatmin etmiyordu. Mühendislikle uğraşan biri olarak rutin işler beni tatmin etmedi. Mühendisliği ortaya koyabileceğim işler aramaya başladım. Kendi şirketimi kurmaya karar verdim. Bilimle uğraşmak, yapılmayan şeyleri üretmek, ortaya çıkarmak en büyük hayalimdi. Başlangıçta biraz zorlansam da zor olanı başardım. Tamamıyla Türk malı cihazlarımızı ve teknolojilerimizi üretip satmaya başladık. Devamında da yurt dışı pazarlara açılmaya karar verdik.
Hangi ülkelerle ticaret yapıyorsunuz?
İlk olarak Afganistan'la başladık. Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan, hemen hemen Asya kıtasındaki bütün Türki Cumhuriyetlerle, Yunanistan, Moldovya, Ukrayna ve son olarak yoğun bir şekilde Afrika ülkeleriyle çalışıyoruz.
Bu ülkelerde neler yapmaktasınız?
Telekomünikasyon ve altyapı işleri yapıyoruz. Altyapıdan kastım data hizmetleri, telefon ve internet hizmetleri. Teknolojinin olmadığı, kablonun ve fiberin bulunmadığı yerlerde bu sistemleri kuruyoruz. Türksat'ın bu anlamdaki tek temsilcisiyiz.
Az gelişmiş ülkelere iletişim teknolojilerini ilk siz götürüyorsunuz diyebilir miyiz?
Evet. Afganistan'a telefonu ilk götürdüğümüzde telefona garip bir yaratık gibi bakıyorlardı. Türksat üzerinden verdiğimiz hizmetler çok önemli. Birçok ülke televizyonunun bizim uydularımız üzerinden yayın yapması gurur verici. Buralarda çok iyi ticaret yapıyor ve para kazanıyoruz. Ama benim için en büyük haz başka ülkelerin Türksat üzerinden uyduya çıkması. Bu benim için milli bir görev. Şu an aynı tabloyu Afrika'da görüyorum. Afrika'nın yerel halkı telefonu, interneti ilk gördüklerinde öcü gibi algılıyorlar. Bizim dizilerimiz özellikle Ortadoğu, Asya ve Balkan ülkelerinde çok beğeniliyor ve izleniyor. Orada yaşayanlar İstanbul lehçesi ile konuşmaya özen gösteriyor. Bir başka önemli faktör ise televizyonlar bizim uydularımızdan yayın yaptıkları için bizim kanallarımızı izleyebilecekler. Bu da ülkemizin tanıtımı açısından çok önemli. Kültürel birlikteliği bu şekilde sağlamış oluyoruz. Medyanın gücü bu anlamda çok önemli.
Orta Asya'ya bilim ve teknoloji götürüyoruz
Ürünlerinizi nerede üretiyorsunuz?
Ostim ve Ümitköy'de üretim yapan yerlerimiz var. İki nokta arasında elektromanyetik dalgalarla iletişim kurduğumuz radyolink cihazlarımızı üretiyoruz. XFO fiber optik üzerinden sıkıştırılmamış HD-SDI görüntü ve ses yönlendirme sistemlerini kuruyoruz. Türksat'la değişik projeler üretiyoruz. Bu ürünlerin tamamı yerli ve en ufak parçasına kadar kendi tasarımımız. Ben de bu tasarım ekibinin içinde yer alıyorum. Üretim için gerekli olan parçaları kendimizin üretmediklerini de tasarımını yapıp yerli firmalara yaptırıyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerinizden biraz bahseder misiniz?
İşlerim dolayısıyla gittiğim Gagavuzya ilgimi çekti. Burası kendi cumhurbaşkanı, parlamentosu olan bir yer. Ancak asimilasyonla karşı karşıya. Yok olma tehlikesi yaşıyor. Yaklaşık 200 yıl Osmanlı egemenliğinde kalmış bu ülkeye destek olma kararı aldık. Okullara kitaplar bastırıp dağıttık. Orada radyo ve televizyon kanalı kurduk. Türkiye'deki üniversitelerle anlaşma yaparak oradan buraya öğrenci getirttik. Hem eğitim hem yaşam giderlerini karşıladık. Bu konuda TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun destekleri çok büyük. Orada bir gazete çıkarıyoruz. İnsanlara yardım elini uzatacağımız dernek kurduk. Bu dernek vasıtasıyla yardım işlerimizi organize bir şekilde yapabiliyoruz.
Yoksul ülkelere katkı sağlamak istiyoruz
Yeni yatırımlar söz konusu mu?
Şu anda Senegal, Sudan, Libya gibi ülkelerde yatırımlar yapıyoruz. Telekomünikasyon altyapısı olmayan birçok ülkenin pazarına giriyoruz. Hedefimiz artık Afrika.
Kendinize ayırdığınız vakitlerde neler yapıyorsunuz?
Kendime ayırdığım her anı ailemle geçirmekten zevk alıyorum. İki kızımız var. Onlarla ilgilenmek, sosyal aktivitelerde bulunmak benim için keyif verici. Her fırsatta yurt dışı gezilerine gitmeyi seviyoruz. En büyük hobim gezmek diyebilirim.
İletmek istediğiniz mesaj var mı?
Hayatta insanlar her şeyi kazanabiliyor ama paylaşmasını bilmek lazım. İhtiyacı olanlarla o kişileri rencide etmeden dostluk köprüsü kurulmalı, yardımlaşma sağlanmalı. TİKA'nın adı "uzaklardaki dost elimizdir". Biz filmini yapmıştık. Uzaklardaki yakınlarımıza uzanan dost eli tarzında sloganımız vardı. Bunu ben bütün işadamlarımız için kullanmak istiyorum. Herkes bir şekilde bir yerlere gelebiliyor. Herkesin gücü nispetinde uzaklardaki yakınlara el atması, yardım etmesi lazım.
Yavrucak'a kültür merkezi
Gölbaşı
Belediyesi'nin "Her Mahalleye Kültür Merkezi" projesinden Yavrucuk Mahallesi faydalandı. Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, proje kapsamında yedinci kültür merkezini açmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlatarak, "İlçemizin her köşesine hizmet götürebilmek adına, tüm ekiplerimizle büyük bir gayretin içindeyiz" dedi. Yavrucuk'ta özverili çalışmalara imza attıklarına dikkat çeken Odabaşı, "Yeni yollar açtık, asfaltlama çalışmaları yaptık. Bugün söz verdiğimiz bir hizmetimizi gerçekleştirmek için bir araya geldik" diye konuştu.