Ankara'nın en güzide otellerinden Sheraton Otel'de açılan Lugal, eşsiz yemekleri, şık tasarımıyla dikkat çekiyor. Yaklaşık 1 yıldır Ankara'da görevli olan Joerg U. Limper, Ankara'ya gelişini SABAH Ankara okuyucuları ile paylaştı.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
* 1959'da Almanya'da doğup, büyüdüm. 26 yaşında dünyaya açılmak için Londra'ya gitmek üzere ülkemden ayrıldım.
Otelcilik sektörüne girişiniz nasıl oldu?
* 1976 yılında Hannover Inter Continental Hotel'de stajyer Bellman olarak işe başladım. Bir yıl sonra mutfağa geçtim. Otelcilikte pek çok kademede görev aldım. Cornell Üniversitesi'nde Otel İdareciliği Bölümü'nü tamamladım. Daha sonra dünyanın pek çok yerindeki otellerde, önce yiyecek-içecek müdürü, daha sonra genel müdür olarak görev aldım. Yaklaşık bir yıldır da Sheraton Ankara Hotel & Convention Center ve Lugal, A Luxury Collection için Ankara'dayım.
Türkiye'nin en önemli otellerinden birinin başındasınız. Sizce Türkiye'deki otel sayısı yeterli mi?
* Gördüğüm kadarıyla yeterli sayıda otel bulunuyor ama bu bölgeden bölgeye değişiyor. Bazı bölgelerde pek çok otel yer alıyorken bazı yerlerde yeterli sayıda olmadığını gözlemledim.
Otelcilik hizmetinin yanı sıra tesislerinizde büyük organizasyonlara ev sahipliği yapacak salonlarınız var. Bu salonlarınız kaç kişilik ve ne tür organizasyonlar yapılıyor?
* Otelimizde her ölçekte toplantıdan balolara, fuarlara kadar organizasyona cevap verecek büyüklükte, toplam 5 bin metrekarelik 20 toplantı salonumuz bulunuyor. En büyük salonumuz hem tek başına hem de üçe bölünerek kullanılabilen Grand Ballroom. Aynı anda tiyatro düzeninde 1650, kokteyl düzeninde 2 bin, yemekli düzende 1000 kişiye hizmet veriyor.
İşadamlarının buluşma noktası Lobby Bar
Lobby barınız özellikle Ankaralı işadamlarının buluşma noktası haline gelmiş durumda. Bu barı oluştururken bu kadar başarılı olacağını hayal etmiş miydiniz?
* Sheraton Ankara Hotel&Convention Center'de yer alan Lobby Bar, yüksek tavanı ve bezemeli tasarımıyla gerçekten çok etkileyici bir mekan. Burası oluşurken ekibin parçası değildim. Ama bu etkileyici buluşma noktasının iş topluluklarının ve Ankara'yı ziyaret eden kişiler üzerinde nasıl bir izlenim bıraktığını hayal etmek zor değil.
Geçtiğimiz haftalarda açılışı yapılan Lugal ve Aruni restorandan bize bahseder misiniz?
* Tarihi mutfaklar ile birlikte yerel mutfakları gözden geçirdik. Şef aşçımız Zeki Açıköz'ün oluşturduğu kendine has menüler hazırladık. Hitit dilinde "Sofra" anlamına gelen Aruni Restaurant&Bar'da bu menüleri tadabilirsiniz. Aşçılarımız dünyanın değişik bölgelerinde özel eğitimler alıyor. Şeflerimiz dünya üzerinde pek çok ülkeyi gezerek hem eğitim alıyor hem de eğitim veriyor. En son Aruni'de İtalyan usülü pizza yapmak üzere hem fırın kuruldu hem de bir aşçımız İtalya'da bunun özel eğitimini alarak Türkiye'ye döndü.
UNICEF'le işbirliği
Birçok sosyal sorumluluk projesinde de desteğiniz olduğunu biliyoruz. Mesela UNICEF'le beraber yaptığınız bir proje var.
* Otellerimizin bağlı bulunduğu Starwood Hotels, her yıl UNICEF ile birlikte çocuklara destek olmak, farkındalığı artırmak için etkinlikler düzenliyor. Bu yıl Kamerun ve Nijeryalı 8 bin çocuk için 500 bin dolar yardım toplanması hedefleniyor. Okuma imkanı bulamayan çocuklara eğitim fırsatı sunulacak. 'Road to Awareness' projemiz 2013 Nisan ayında başladı, kasımın sonunda tamamlanacak. Biz de Ankara'da kentin en yüksek binalarından biri olan otelimizin merdivenlerinden 25 kat tırmanarak projeye katılıyoruz.
Kendinize ayırdığınız vakitlerde neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
* Golften bisiklete, yürüyüşten salon sporlarına kadar her türlü sporu yapıyorum. Aynı zamanda eşim ve köpeklerimle doğada olmanın tadını da çıkartmayı seviyoruz.
Ülkemize alışabildiniz mi? Türk insanlarını nasıl buluyorsunuz?
* Evet, şu ana kadar Ankara'nın çeşitli yerlerini gezdim. Aynı zamanda Türkiye'de de birçok kenti gördüm. Türkiye, pek çok farklı etkinliğe olanak tanıyan son derece farklı bölgelere sahip inanılmaz çeşitliliği bünyesinde bulunduran bir ülke. Bugüne kadar tanıştığım herkes son derece nazik, kibar ve yardıma hazır insanlar. Pek çok diğer ülke insanı gibi Türkler de dillerini konuşmaya çalışmanızdan çok hoşlanıyor ve mutlu oluyor