Yarın
Dünya Kadınlar Günü..
Eminim başlangıcında bu da temel düşünce itibariyle vahşi kapitalizmin
'tahsisli günler' inden biridir ve bir vesile
Anneler, Babalar, Sevgililer için ayrılan günler gibidir.
8 Mart da kadınlara tahsislidir. Siyasi ve sosyal yaşamdan daha fazla katılmasını sağlamaya çalıştıkları şey de bellidir:
Bol alışveriş!
Nasıl etsek de ciroları yükseltsek?!
***
Ülkemiz bir süredir kadınların siyasi, sosyal hayata aktif katılımını sağlamak için samimi bir gayret içinde.
Kadınların her alanda pozitif bir ayırıma tabi tutuldukları açıkça görülüyor.
Hükümet de kadınlara olumlu şartlar oluşturmaya, olgunlaştırmaya çalışıyor ve bunu samimiyetle yapıyor. Kanunlar çıkarılıyor, ödenekler tahsis ediliyor v.s.
Yeterli mi diye sorulacak olursa cevabım
HAYIR olur.
'Doğu toplumlarında kadın olmak zor' filan diyerek kolayına kaçıp işin içinden çıkmak istemem.
Kadın-erkek değil, temelde insan ilişkileridir arızalı olan.
Bunu iyi anlamak ve teslim etmek lazım... Mesele kadın-erkek meselesi değil, insanlık meselesi…
***
İllaki kadınlar diye ısrar edilmesinin sebebi de belli; Aile ancak hanımla tamamlanabilmektedir.
Evde hanım olmadan aile kurulmuş sayılmaz. Onlar olmadan evin, erkeğin, çocukların hayatı eksik kalır. Yarım hayatla da ancak yarım insan olunur. Bir hafta kadın eli değmeyince evin ne hale geldiği hepimizce malum… Ülkemiz de evlerimiz, ailelerimiz gibidir, kadın eline her alanda ihtiyaç duyulmaktadır.
Çünkü işin tabiatı böyledir.
Eğer öyle olmasaydı her şeyin en güzelini yapan, yaratan
Yüce Rabbimiz, kadın ve erkek olarak iki cins yaratıp birlikte yeryüzüne göndermezdi.
Biz birbirimizin bir anlamda hem imtihanı ve hem de tamamlayıcısıyız.
Üzerinde yaşadığımız dünyanın sevgiye, şefkate, merhamete ve adalete her zamankinden çok ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
Geçenlerde kaybettiğim anneme rahmetle başlayıp bütün kadınların
8 Mart gününü şimdiden kutluyorum.