Bazen çok önemli şeyler olur sessiz sedasız gerçekleşir, bir ilginiz, ilişkiniz varsa fark edersiniz. Benim en önem verdiğim şeylerden biri
DIŞİŞLERİ, diğeri de
DİŞ İŞLERİ dir.
Latife bir yana, dış işlerimiz malum burada diplomatik konuları anlatacak değilim.
Ama
DİŞ işleri deyince
Ankara hatırı sayılır illerin başında gelir.
Başkent'te üçü devlet, biri vakıf olmak üzere üç diş hekimliği fakültesinde çok ciddi eğitim verilmektedir. **** Ben
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ile ilgiliyim bir süredir.
Neden derseniz; orada dünyalar iyisi bir dostum vardı. Kendisi
Konya Selçuk Diş Hekimliği Fakültesi'nde 7 yıl başarıyla yürüttüğü dekanlık görevinden sonra aynı görevle
Ankara Üniversitesi'ne gelmişti.
Prof. Dr. Adnan Öztürk'ten söz ediyorum.
Çok önemli bir bilim adamı, usta bir cerrah, idareci ve en önemlisi ressam..
Benim resme olan ilgim malum, hocayı da o yönüyle tanımıştım.
Adnan Hoca'nın ressam olarak duygu dünyası çok derin ve coşkundur.
Zaten öyle olmazsa sanatçı olunmaz.
Yağlı boya doğa resimleri, bilhassa yelelerini savurarak koşuşturan at resimlerinden gözünüzü alamazsınız.
Yakında
TBMM'nin
Mithatpaşa Caddesi'ndeki tarihi
Mustafa Necati Dinlenme Evi'nde bir sergisi olacak.
Bir yandan üniversite bir yandan sergi harıl harıl çalışıyor hoca..
Üç yıldır yürüttüğü
AÜ Diş Hekimliği Fakültesi'nde dekanlık görevi de sona erince daha fazla vakti oluyor hocanın.
***
Burada bir şeyi de söylemeden geçemem.
TÜBİTAK'a ait olan binayı dâhil etmiş olması fakülte için en büyük kazanç olmuştur. İnşallah yerine gelenler
Prof Öztürk'ün büyük projesini tamamlama başarısını gösterirler.
AÜ Diş Hekimliği deyip geçmeyin..
Dişişleri'nin Ahmet Davutoğlu'su da
Adnan Öztürk'tür benim için!..
Zaten
Başbakan Erdoğan başta olmak üzere pek çok devlet erkânı da diş işi oldu mu ona koşar. Çünkü
Adnan Hoca'nın donattığı cihazlarla fakültede haftalık işler saatlik olmuştur.
Teşekkürler
Adnan Öztürk..