ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki yaşananlara yönelik sızdırılan belgelerin Çin yönetimi tarafından bölgede yapılan insan hakları ihlallerini doğruladığını belirtti.
Pompeo, bakanlık binasında düzenlenen basın açıklamasında, soruları yanıtladı.
Çin'in Sincan ve Hong Kong'daki uygulamalarına değinen Pompeo, "Bu raporlar, Çin Komünist Partisinin cezaevlerindeki bireylere yönelik uyguladığı insan hakları ihlalleri ve suistimallere dair ezici bir şekilde artan kanıtlar ile tutarlı. Bu raporlar, orada yaşananların rastgele olmadığını, kasıtlı olduğunu ve halen devam ettiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Geçen hafta, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşananlara ilişkin Çin yönetimine ait 403 sayfalık resmi belge basına sızdırılmış, New York Times tarafından yayımlanan belgelerde, Çin yönetiminin Sincan'daki güvenlik birimlerine nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair verdiği detaylı talimatlar dikkati çekmişti.
Öte yandan, Pompeo, Hong Kong'daki devam eden protestolara ve şiddet eylemlerine de değinerek, siyasi kargaşa ve gelişmelerden endişe duyduklarını vurguladı.
Hong Kong yönetimine halkın endişelerine cevap vermesi çağrısında bulunan ve protestoların bağımsız bir inceleme ekibi tarafından soruşturulması gerektiğini belirten Pompeo, "Hong Kong'daki kargaşa ve şiddet sadece emniyet güçlerinin çabasıyla çözülemez. Hükümet, halkın endişesini dikkat almalıdır." dedi.
PROTESTOLARDA ŞİDDET DALGASI
Hong Kong'da yaz başından bu yana devam eden protestolarda, son haftalarda protestocular ile polis arasındaki çatışma ve şiddet olayları arttı.
Göstericiler, geçen hafta başında üniversite kampüslerini ve kent merkezlerini işgal etmişti.
Güvenlik güçleri, öğrenci ve protestocuların işgal ettiği 10'dan fazla üniversite kampüsünün çoğunda kontrolü ele almış, işgal sadece Polytechnic Üniversitesinde devam etmişti.
Geçen hafta başında başlayan üniversite işgalleri nedeniyle birçok üniversite, 2019'un son iki ayında ders yapılmayacağını duyurmuş, yüzlerce yabancı öğrenci Hong Kong'dan ayrılmıştı.
Kentte hazirandan bu yana 5 binden fazla protestocu gözaltına alındı.
HONG KONG'UN STATÜSÜ
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesi" ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Demokrasi savunucuları, başta Hong Kong'da adayların Pekin yönetimince belirlendiği seçim modeli olmak üzere, bölgedeki mevcut Çin kaynaklı pratiklerin söz konusu "bir ülke, iki sistem" ilkesine aykırı olduğu görüşünü savunuyor.