TBMM Genel Kurulunda, HDP'nin Hrant Dink cinayetinde rol alan "derin ilişkilerin" üzerine gidilmesi ve adaletin yerine getirilmesinin araştırılması önergesinin görüşmelerinde söz alan AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, erken ölümlerin olmadığı bir coğrafyayı arzuladıklarını söyledi.
Hrant Dink'in "Kim bizim doktorumuz? Ermeniler Türklerin, Türkler de Ermenilerin doktorudur" sözünü hatırlatan Ünal, Dink'in statükonun dili dışında Anadolu insanının nasıl olacağını öğreten bir yapısı olduğunu kaydetti.
Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyetin kurulmasının ilk yıllarında bu ülkede birçok etnik gurup ve mezhep için zor bir süreç başladı. Özellikle tek parti CHP döneminde diktatörlüğün ne olduğunu bu ülke çok yakından yaşadı. 1940'lı yıllarda birçok etnik grup ve mezhebe karşı çok büyük baskı yapıldı. Bundan zulüm görenler sadece Müslümanlar değildi. Ermeniler ve Kürtler de vardı. Adnan Menderes'in gelmesiyle bir rahatlama oldu ama darbelerle statüko her seferinde yerine oturdu. Türkiye, 2000'li yıllarda kendine geldi. Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi kurdu ve Başbakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı döneminde çok sayıda sessiz devrime imza attı."
Ünal, Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından güvenlik güçlerinin çok kısa bir sürede tetiği çekenleri yakaladığını vurgulayarak, "Arkadaki çetenin bulunması için yoğun çaba sarf edildi. Fethullah Gülen Terör Örgütü bu katliamın arkasındadır. Onlarla birlikte yol yürüyerek Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması mümkün değildir. Hrant Dink cinayetinin arkasında Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün yer aldığı açıktır. Fetullah Gülen Terör Örgütü, İstanbul'da Ergenekon gibi operasyonları başlatabilmek için bu cinayeti işlemiştir" değerlendirmesinde bulundu.
AA