Esra Yerebakan
Varlıklarını duyduğumdan beri hiç eksilmeyen bir heyecanla tanımak istediğim, medeniyetin ortasında mum ışığında yaşayan insanlar topluluğu, Amişler…
İnanç denen olgunun tüm yaşama hükmedebileceğini etraflarında olup biten onca "aykırı" şeye rağmen tüm insanlığa ispat edercesine yıllardır ayakta duran, birbirlerine yaslanarak aldıkları güçle yaşayan bir kavimdir Amişler. Hikâyelerini ilk duyduğumda onları tanımak yaşayışlarını yakından görmek için karşı konulamaz bir istek duydum. Yakın zamanda yaşadıkları yere giderek biraz daha yakından tanıma şansı yakaladığım Amişler'in yüzyıllar öncesine uzanan tarihleri ve günümüze kadar getirmeyi başardıkları farklı yaşayışları hakkındaki izlenimlerimi, bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum.
Amişler kimdir?
Günümüzde sayılarının 170 bin civarında olduğu tahmin edilen Amişler, -çoğunlukla- ABD'nin Pensilvanya Eyaleti'nde yaşayan inançlarına son derece bağlı bir Hıristiyan mezhebinin üyeleridirler. Amişler kavminin ilk ortaya çıkışı bundan yüzyıllar öncesine dayanır. 16. Yüzyılın başlarında Memnucular olarak isimlendirilen Amişler, İsviçre'de hızla yayılmaya başlayan reform hareketleri sırasında doğar doğmaz vaftiz olmayı reddeden gruplar arasında ortaya çıkmıştır. Yeniden Taktis olarak isimlendirilen bu inanışa göre, insanlar kendi dinlerini seçecek yaşa ve olgunluğa geldiklerinde Hıristiyan olmayı kendileri seçerek o yaşta vaftiz edilmelidirler. Amişler, ilk olarak bu hareketin öncülerinden olan Katolik mezhebi papazı Mennu Simon'a uyarak bir araya gelmişler ve Mennucular olarak anılmaya başlamışlar.
Dönemi için oldukça farklı görünen bu grubun hızla büyümeye başlamasının ardından Katolik grupların Mennucular'a olan tepkileri artarak devam etmiş ve en sonunda yüzlerce Mennucu'nun öldürülmesiyle sonuçlanan bir katliama dönüşmeye başlamış.
Hayatta kalmanın zorlaşmaya başladığı o günlerde Mennucular arasında da bölünmeler başlayarak toplamda üç farklı grup ortaya çıkmış. Bu gruplardan biri olan Amişler, Jacob Amman önderliğinde temelde Yeniden Tastikçiler'den uzaklaşmadan teknolojiyi kullanma şekli başta olmak üzere farklı kuralları barındıran yeni bir topluluk olarak yollarına devam etmişler. Mennucular'dan ayrılan en tutucu kavim halen Amişlerdir.
Amişler, Avrupa'da gördükleri baskı dayanılmaz boyutlara gelince tüm varlıklarını satarak Yeni Dünya'ya (ABD) göç etmeye karar vermişler. ABD'ye vardıklarında, Pennsilvanya'nın dönem valisi William Penn tarafından son derece iyi karşılanan Amişler, işlemeleri için kendilerine toprak tahsis edilmesinin ardından yeni hayatlarına kolayca adapte olmuş ve bu kıtada huzur içinde yaşamaya başlamışlar.
Amişlerin inançlarının temelini, "Dağdaki Vaaz"da belirtilen kurallar oluşturur. Dağdaki Vaaz, İncil'de yazılı bulunan Hz. İsa'nın dini ve ahlaki kuralları sıraladığı vaazıdır. Temel hayat felsefeleri asla savaşmamak olan bu naif insanlar, kendilerini alçakgönüllü ve sadık olarak tanımlıyorlar. Gerçek Hıristiyanlığın Hz. İsa gibi yaşamak olduğuna olan inançları, elektrik başta olmak üzere teknolojinin tüm imkânlarını reddetmelerinin asıl sebebi. Teknolojinin dünyayı sevdireceğine, dünyayı sevmenin de kötülük yapmalarına sebep olacağına inanıyorlar.
Hayatları boyunca paylarına düşen rızıklarının Tanrı tarafından adaletli bir biçimde dağıtıldığına, herkesin hakkı olanı zaten alacağına inandıklarından kimsenin malına göz dikmeden huzurlu bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar. Savaşmayı reddettikleri için kesinlikle askere gitmiyor, dünyevi kaygılar taşıdığından siyaset ve devlet işleriyle de ilgilenmiyorlar.
Amişler, tarım ve marangozlukla ilgilenerek geçimlerini sağlıyorlar. Günümüz koşullarında son derece ilkel sayılabilecek yöntemlerle yetiştirdikleri %100 organik sebze ve meyveler, satışa çıkarıldıkları pazarların en gözde tezgâhlarını süslüyor. İnançları gereği hiçbir malı hak ettiğinden pahalıya satmayan Amişler, Pazar fiyatlarının yanında oldukça ucuz kalan etiketlerle ürünlerini aracılara satıyorlar. Bu sebeple alış ve satış arasındaki yüksek fark aracıların cebine kar olarak giriyor. Tereyağı, peynir ve reçel gibi temel gıdalarını da kendileri üreterek bir kısmını yine aracılara satıyorlar.
Teknolojinin en önemli nimetlerinden biri olan arabaları da kullanmayı reddettiklerinden günlük ihtiyaçlarını at arabalarıyla hallediyorlar. ABD hükümetinin ve eyalet valisinin kendilerine sunduğu imkânlar arasında at arabalarını güvenli bir şekilde kullanabilecekleri özel şeritler de var.
Günlük yaşamlarında yazılı olmayan bir kurallar zincirini takip eden Amişler, her Pazar kilisede toplanarak toplu halde yaptıkları ibadetlerinin ardından sırası gelen Amiş'in evinde yemek yiyerek birbirlerini ağırlıyorlar.
İnançları gereği vergi vermeyi reddeden Amişler, sık sık vergi memurlarının baskılarına maruz kalıyorlarsa a da özgür bırakılmalarını savunan Amerikalıların baskıları sonucu hiçbir zaman vergi mükellefiyeti altına alınamamışlar. Devlete ödedikleri tek para, sahip oldukları evler için belirlenen emlak vergisi ve ürettikleri tarım ürünlerinin satışı sebebiyle belediyece alınan vergiden ibarettir.
Dışarıdan kendilerine katılmak isteyenler olursa bu kişilere bir süre aralarına alarak deneme süresi veren Amişler, bu sürenin sonunda aralarına katılmak isteyen "yabancıyı" ihtiyarlardan oluşan bir heyetin karşısına çıkararak test edilmelerini isterler. Amiş olmak isteyen "yabancı" gerekli aşamaları geçmeyi başarırsa kabul edilir ve ancak o zaman aralarında yaşamaya başlayabilir.
Yalnızca acil durumlarda kullanılmak üzere köy meydanında bir adet telefon bulunduran Amişler, gerçekten gerekmedikçe bu telefonu asla kullanmazlar. Genelde doktora gitmekten hoşlanmayan bu sıra dışı topluluk, üyelerinden biri hasta olacak olursa kendi yöntemleriyle tedavi etmeyi tercih ediyorlar. Ancak kendi müdahalelerini aşan bir durum söz konusuysa, hastalarını hastaneye götürüyorlar. Herhangi bir sağlık sigortası yaptırmayan Amişler, hastane masraflarını yine aralarında topladıkları paralarla karşılayarak birbirlerine daima destek oluyorlar.
İncil'de yer aldığına inandıkları ilkeler gereği fotoğraf çektirmek istemeyen Amişler, insan yüzünün resmedilmesinden de hoşlanmazlar. Bu sebeple onları ziyaret edecek olursanız, fotoğraflarını çektiğinizi fark etmemeleri için özenli davranın. Son derece kibar ve hoşgörülü insanlar olan Amişler, resimlerini çektiğinizi fark ettiklerinde arkalarını dönerek sizi kırmadan bundan hoşlanmadıklarını belirtirler. Bu inançlarından dolayı çocukların oyuncak bebeklerinde de yüz figürü yoktur. Sadece erkek bebeklere yüz çizerler bu da oldukça nadir görülür.
Günlük yaşamları nasıl?
Amişler'in yaşam koşullarını incelemek için kadınlar, erkekler ve çocuklar olmak üzere gruplara ayırmak gerektiğini düşünüyorum.
Amiş kadınları
Amiş kadınlarının topluluk içindeki en önemli görevleri, eşlerine hizmet etmek ve çocuklarını iyi yetiştirmektir. Son derece sade giyinmeyi tercih eden kadınlar, genelde tek parça düz ve koyu renkte dikilmiş elbiseler giyerler. Saçlarını hiç kestirmezler ve topuz yaparak başlarının arkasında toplarlar. Kendilerine özgü bir bir çeşit boneyle saçlarını kapayan Amiş kadınlarının başlıklarının rengi, evlenene kadar siyah evlendikten sonra ise beyazdır. Doğal güzelliklerine hiç müdahale etmeyen bu sade kadınlar, mücevher takmadıkları gibi makyaj da yapmazlar. En büyük süsleri saçlarına taktıkları çiçeklerden ibarettir. Süslenmeyi neredeyse günah sayan Amiş kadınları, dünyevi arzulara kapılmamak için günümüz şartlarında son derece zor olan bu tarzı, çocukluklarından beri benimsediklerinden kolaylıkla taşırlar.
Günlük yaşamlarında her ailede sayıları 7-8'i bulan çocuklarıyla ilgilenerek vakit geçiriyor olsalar da zaman zaman tarla işlerinde eşlerine yardım ederler. Boş vakitlerinde 40 parça olarak bilinen farklı desendeki kumaş parçalarının birleşmesiyle oluşan örtü ve tekstil ürünleri yaparlar. Bazı Amiş kadınları bu el emeklerini satışa da sunarak aile bütçelerine de katkıda bulunurlar. Boş vakit geçirmenin günah sayıldığı inançları gereği sürekli bir şeylerle meşgul olurlar.
Amiş erkekleri
Amiş erkekleri son derece çalışkan ve ailesine bağlı insanlardır. Tarım ve marangozluk işlerinde oldukça iyi çalışırlar ve ailelerinin geçiminden sorumludurlar.
Tıpkı kadınları gibi son derece sade yaşayan Amiş erkekleri, genelde koyu renkli uzun ve gösterişsiz pardösüye benzer giysiler giyerler. Pardösü benzeri kıyafetlerinin içine giydikleri gömlekleri daima yakasızdır. Dört mevsim fötr şapka takarlar. Yaz aylarında hasır şapka kullanan Amiş erkekleri, Kış aylarında koyu ve düz renk şapkalar kullanırlar. Kesinlikle bıyık bırakmazlar. Ancak evlendiklerinde bıyıksız sakal bırakarak evli olduklarını belirtirler.
Amişlerde evlilik ve aile oldukça önemlidir. 18-20 yaşlarına gelen erkekler evlenme çağına gelmiş kabul edilir ve beğendikleri kızlarla gizlice görüşerek eşlerini seçerler. Evlilik için birinci şart bir Amiş kızını seçmektir. İkinci şartsa her iki ailenin de onayını almaktır. Uygun görülen bir evlilik söz konusu olduğunda hasat mevsimi olması sebebiyle Kasım ayı beklenir ve son derece sade bir törenle gençler evlendirilir. Çiftler, ilk evlendikleri yıllarda aileleriyle yaşarlar. Sahip oldukları çocukların sayısı artınca imc usulü toplanan paralarla kendileri için inşa edilen yeni evlerine geçerler. Amişlerde birçok iş cemaatten toplanan paralarla ve elbirliğiyle yapılır.
Amiş çocukları
Çocuklar neslin ve inanışın devamı için son derece önemlidir. İyi birer Amiş olarak yetiştirilmeleri için her türlü imkân sağlanmaya çalışılır. Amiş köylerinden birine yaklaştığımda benim için en güzel manzara, yanlarında sopa ve benzer malzemelerle kendi oyunlarını kurarak bir arada oynayan çocuklardı. Ellerinde son teknoloji oyun makineleriyle tüm günlerini geçiren yaşıtlarının yanında onlar, doğanın ortasında tozun toprağın içinde gerçekten çocuktular.
Amişler'i modern toplumlardan ayıran en önemli özellikleri ise eğitim konusundaki kati tutumları. Lise eğitimi almanın dünyevi zevk ve hırslara sürükleyeceğine inanan Amişler, sadece 8 yıllık bir eğitimin yeterli olduğuna inanıyorlar. Bu 8 yılı da kendi kiliseleri tarafından işletilen okuma-yazmanın yanında İncil derslerinin ağırlıklı olarak verildiği okullarda alıyorlar. ABD kanunlarına aykırı olan bu durum, 1972 yılında Amiş çocuklarının 8 yıllık eğitimin ardından okulu bırakmamaları ve eğitimlerine devam etmeleri için bir dava açılmasına sebep olmuş. Mahkeme dini özgürlüğe aykırı olacağını düşündüğünden kararı Amişler lehine vermiş ve 8 yıldan fazla okumak istemeyenlerin eğitimini sonlandırmalarına izin verilmiş. Buna rağmen bazı modernist Amişler, çocuklarının okumalarından yana oldukları için ait oldukları topluluktan herhangi bir baskı görmeden çocuklarını okula göndermeye devam etmişler.
Kendi aralarında ve ibadetleri esnasında Almancanın bir lehçesini konuşan Amişler, bu dili çocuklarına da muhakkak öğretiyorlar. Örf ve adetlerine son derece bağlı yetişen bu çocuklar izole yaşamları içinde son derece mutlu görünüyor ve nesillerinin devamını garantiliyorlar.
Nasıl gidilir?
Amişlerin en meşhur ve kalabalık köyü, Pennsilvanya Eyaletinde bulunan Kitchen Kettle köyüdür. New York'tan yaklaşık 3 saatlik bir araba yolculuğuyla varabileceğiniz Kitchen Kettle'ya toplu taşımadan ziyade özel aracınızla ya da araba kiralayarak gitmenizi tavsiye ederim.
Bölgeye vardığınızda Amişlerin yaşamlarını daha yakından görebileceğiniz dükkânları da gezerek kendi imalatları olan ürünleri satın alabilir, günlük yaşamlarında kullandıkları malzeme ve araçları sergilendikleri yerde inceleyebilirsiniz. Böylece izlenmekten rahatsız olan Amişleri "üzmeden" gezinizi çok daha keyifli hale getirerek bol bol resim çekebilirsiniz.
Bu hafta da gezmekten son derece keyif aldığım bir yeri tanıtmaya çalıştım. Yaşadığımız dünyanın hem tam ortasında hem de tamamen dışında olmayı başaran bu güzel ve barışçıl insanların yaşam tarzlarını yakından izlemenizi ve telaş ettiğiniz onca şeyin aslında ne kadar gereksiz ve boş olduğunu anlamanızı sağlayacak ipuçlarını yakalayabilmeniz için onları yerinde ziyaret etmenizi kesinlikle tavsiye ederim.. Önümüzdeki hafta yine Manhattan'da bulunan keyifli bir mekanı tanıtmaya çalışıcam . Merak edenlerle aynı adreste buluşmak üzere.
@basharfiie
eybakan@gmail.com