Stratejik konumu ve 200 milyonluk nüfusuyla İslam dünyasında önemli bir yere sahip olan Pakistan, terör örgütü FETÖ'nün yöntemleriyle gerçekleştirilen bir yargı darbesiyle sarsıldı. Anayasa Mahkemesi, seçilmiş Başbakan Navaz Şerif'i görevden aldı. Anayasa Mahkemesi Hakimi Ejaz Afzal Han "Pakistan Başbakanı'nın parlamento ve mahkemeye karşı dürüst davranmadığını" belirterek Şerif'in ömür boyu siyasetten men edildiğini duyurdu. Yapılan yorumlara göre ise Şerif'in görevinden azledilmesinin arkasında Pakistan'ın FETO'su olarak bilinen ve hakkında daha önce birçok kez 'sahte alim' haberleri yapılan Tahir-ül Kadri isimli cemaat lideri var.
DİNLERARASI DİYALOG
Ülkede çok önemli bir kuvvet olan Pakistan ordusunun yanı sıra, Kanada'da yaşayan Kadri'nin hayatı ve yaptıkları FETÖ elebaşı Gülen ile neredeyse birebir aynı. Kadri'nin başında bulunduğu yapılanma da hem örgütleşme biçimi olarak hem de ideolojik olarak FETÖ ile içerdiği benzerliklerle dikkat çekiyor. İşte o benzerlikler:
Cemaatin lideri olan Tahir-ül Kadri, ülkesinde güvende olmadığını söyleyerek uzun yıllardır Kanada'da yaşıyor.
Sandığa saygı duymayan Kadri, 2014'te destekçilerini sokağa davet etmiş, olaylar ölümlere neden olmuştu.
Dinler arası diyalog felsefesini benimseyen yapı, çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla yayılmayı hedeflerken uluslararası kurumların da desteğini alıyor.
Kadri, demokrasi yanlısı görünürken ülkesini Batı'ya şikayet etmekten çekinmeyen bir isim.
İnsanları sokağa dökmeyle tehdit eden Kadri, milyonları çağırmasına rağmen birkaç on bin kişiyi toplayabildi.
Sık sık rüyalarında Peygamber Efendimizi gördüğünü söylüyor. Hatta kendisini siyasete Peygamber Efendimiz'in yönlendirdiğini iddia ediyor.
Cemaatin üst düzey isimleri ülkede hukuk ve güvenlik birimlerinde çok etkili.
Kadri, 1981'de Hıristiyan- Müslüman Diyalog Formu'nu kurdu.
Kadri'ye bağlı olan vakıfların idaresindeki okulların modern İslam eğitimi verdiği söyleniyor.
Navaz Şerif
GİZLİ ODAKLAR DEVREDE
Dünya kamuoyunda 'Panama Belgeleri' olarak anılan off-shore hesap zincirleriyle ilişkilendirilen Navaz Şerif, Anayasa Mahkemesi'nin kararının ardından dün istifasını açıkladı. 1947'de bağımsızlığını kazanan Pakistan tarihinde, seçimle göreve gelen hiçbir başbakan görev süresini tamamlayacak kadar iktidarda kalamadı. 1990 ve 1997'den sonra üçüncü kez başbakanlık koltuğuna oturan Navaz Şerif, görev süresinin bitimine bir yıldan az bir süre kala ofisini terk etmek zorunda kaldı. İstifa kararının ardından herhangi bir açıklama yapmayan Navaz Şerif, Anayasa Mahkemesi'nin soruşturmaları hakkında defalarca, 'iktidarın arka kapıdan girmeye çalışan odaklar tarafından gaspedilmek istendiği' uyarısında bulunmuştu. Navaz Şerif'in başında bulunduğu iktidar partisi PML-N'nin yeni bir başbakan adayı göstermesi ya da 2018 için planlanan genel seçimlerin öne çekilmesi ihtimali ihtimali üzerinde duruluyor.
Şerif'e destek için sokaklara döküldüler
Pakistan'da Anayasa Mahkemesi kararıyla görevinden uzaklaştırılan Başbakan Navaz Şerif'in partisi PML-N (Pakistan Müslüman Birliği-Navaz) destekçileri dün sokaklara aktı. Şerif'e destek veren binlerce kişi Anayasa Mahkemesi'nin kararını eleştirdi.
'Suudi Arabistan ültimatom verdi'
Pakistan basınında 15 Haziran'da yayımlanan haberlerde Navaz Şerif'in Cidde'de Suudi Arabistan Kralı Selman ile görüştüğü belirtildi. Habere göre Kral Selman, Şerif'e Katar krizinde seçim yapmaları konusunda ültimatom verdi. Kral Selman'ın "Ya bizimlesiniz ya Katar ile, seçiminizi yapın" dediği belirtilen haberde Şerif'in krizde kendilerinin herhangi bir tarafta olmadıklarını sadece çözüm istediklerini söylediği kaydedildi.
Ülke istikrarsızlığa sürüklenecek
Pakistan ekonomisi Navaz Şerif döneminde son 10 yılın en hızlı büyümesine kavuşmuştu. İngiliz Reuters haber ajansına göre Şerif'in görevden uzaklaştırılmasıyla birlikte ülkenin yeniden bir siyasi istikrarsızlık dönemine girmesi bekleniyor. Pakistan'ın borsa endeksi 2016 yılında dünyanın en iyi performanslarından birine sahipken, Şerif hakkındaki soruşturmanın sürdüğü son iki ay boyunca önemli ölçüde sermaye çıkışları yaşandı.
Pakistan neden hedefte?
Pakistan, İslam ülkeleri arasında sistem olarak Türkiye'ye benzeyen tek ülke. Parlamenter sistemle yönetiliyor ve demokrasisi istenildiği düzeyde olmasa da gelişmiş durumda. Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler çok yakın. İki ülke arasında askeri ve ekonomik işbirliği var. Önemli bir nokta da Pakistan'ın askeri gücü. Pakistan, İslam dünyasında nükleer silaha sahip tek ülke.