MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, "İsrail, insan haklarını çiğnemiştir ve bu konuda sicili oldukça kabarıktır. Din ve vicdan hürriyetini baskı altına, hatta askıya almıştır. İsrail'in yöntemi terörden farksızdır" dedi.
MHP Lideri Bahçeli, "Miraç mucizesinin manevi mekanda düşmanca muamele tüm insanlıkça nefretle kınanmalıdır. İslam ülkeleri drama ve zaman ilkeli bir çıkış yapacaktır. Katar krizini tırmandıran ülkeler neden ürkektir?" ifadelerini kullandı.
"SAYIN ERDOĞAN VASITASIYLA TÜRKİYE TAVRINI GÖSTERMİŞTİR"
Arap Birliğine seslenen Bahçeli, "Arap Birliği, İsrail'i neden kınamaktan acizdir. İİT Zirvesi dönem başkanı Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan sayesinde Türkiye tavrını göstermiş, tarafını aleni bir şekilde ilan etmiştir" dedi.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Sayın Erdoğan, Körfez turunda İsrail vandallığını da gündeme getirmiştir. Öte yandan ABD, Rusya, BM ve AB'den oluşan dörtlü Mescid-i Aksa'nın tarihsel statüsünün korunması konusunda pozisyon belirlemiştir ama alınan bu pozisyon bugüne kadar bir netice doğuramamıştır. Haremi Şerif'i hiçbir hain emel kirletemeyecektir.
Müslüman Türk milleti oynanan oyunların farkındadır. Kudüs'te dini ve etnik temizlik yapmak için her köhnemiş ve karanlık yolu deneyen siyonizm zihniyeti, muhakkak mahcup ve mağlup edilecektir. Filistinli kardeşlerimizin davaları bizim davamızdır.
"İSRAİL KUTSALLARIMIZA SAYGI GÖSTERMELİDİR"
Kudüs'ü başkent yapmak gayesiyle çaba içinde olan İsrail yanlıştadır. Krize yatırım yapmaktadır. İnsan ve inanç katilleri geri çekilmedikçe sükunet mumla aranacaktır. İsrail, kutsallarımıza saygı göstermelidir.
İsrail, musallat olduğu Harem-i Şerif'ten elini çekmelidir. Kutsallarımıza hürmet etmeli, Filistinli kardeşlerimizin hayat ve varlık haklarını öğütmekten vazgeçmelidir.
"İSLAM DÜNYASI GÜNDELİK HEDEFLERİN KUYRUĞUNDADIR"
Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa inancımızın üç büyük değeridir. Her biri eşsiz ve paha biçilmez manevi hazinedir. Bunların herhangi birisine karşı yapılacak saldırı, aslında tüm Müslümanları hedef almış sayılmalıdır ve de öyle sayılacaktır. Ne var ki İslam alemi sığ gündemlerin kumandasında, gündelik hedeflerin kuyruğundadır.
İsrail, insan haklarını çiğnemiştir ve bu konuda sicili oldukça kabarıktır. Din ve vicdan hürriyetini baskı altına, hatta askıya almıştır. İsrail'in yöntemi terörden farksızdır.
"ULUSLARARASI TOPLUM KUDÜS'TEKİ SUİKASTI DURDURMALIDIR"
Uluslararası toplum Kudüs'teki suikastı durdurmalıdır. Kıblesizlere kıblemizi çiğnetemeyiz. Mesela İstanbul veya başka bir yerde Musevi vatandaşlarımızın ibadethanelerinin tahrip edilmesine sessiz kalamayız. İsrail barbarlığına aynı şekilde cevap veremeyiz. İsrail saldırganlığını kınıyor, şehit olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Filistin davası çözülmedikçe suçsuz ve günahsız insanların imtihanları son bulmadıkça İslam coğrafyasının huzura kavuşamayacağını önemle ikrar ediyorum.
İSİM DEĞİŞİKLİĞİ CİNAYETİ VE İHANETLERİ NASIL ÖRTECEKTİR?
YPG isim değiştiriyormuş. Yeni adıyla Suriye Demokratik Güçleri olacakmış. İsmin ne anlamı var. İsim değişikliği cinayet ve ihanetleri nasıl örtecektir. Terörist her isim altında şerefsizdir. Ha PKK, ha SDG, ha FETÖ, ha PYD bunların arasında en ufak fark yoktur. ABD'nin YPG'ye verdiği silah desteği alenileşmiştir. MGK toplantısı bu olayı teyid etmiştir. Açıkça söylemek lazımdır ki, terör örgütlerine karşı bakışın çifte standart oluşu bölgesel ve küresel huzurun da aleyhinedir.
Terörle mücadele ortak bir anlayış sağlanmadan ne uluslararası hukuktan, ne müfettilikten ne de insan haklarından bahsetmek hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır. ABD son veriler ışığında 434 kez PKK/PYD bölgesine silah ve mühimmat teslimatı yapmıştır. İngiltere'nin Ankara Büyükelçisinin YPG ile işbirliği yaptıklarını itiraf etmesi, FETÖ'yü bir terör örgütü olarak görmediklerini söylemesi sözün anlamını kaybettiğini gösterir.
"BUNLARIN BÜYÜKADA'DA NE İŞİ VAR?"
Büyükada'da gözaltına alınıp daha sonra tutuklananlar arasında bir Alman vatandaşının olması Türkiye-Almanya ilişkisine bir gedik daha açmıştır. Bu aktivistler ne hikmetse sürekli Türkiye aleyhindedir. Bunların Büyükada'da ne işi var? 15 Temmuz gecesi aynı yerde buluşup, FETÖ kalkışması için planlar yapan casuslardan sonra şu an tutuklu olan aktivistler neyin peşine düşmüştür?
"ALMANYA NEDEN BU KADAR ASABİDİR?"
Bu artist ve aktivist makyajlı işbirlikçiler neye ve kime hizmetle görevlidirler. Bu aktivistlerin yargıdan sonra suçlu olmadıkları tespit edilmezse söylenecek bir şey yoktur. Almanya niye bu kadar asabidir niye bu denli korku içindedir? Madem kendi vatandaşının tutuklanmasından rahatsızdır o halde bizim suçlu olarak ilan ettiklerimizi koruyacak kadar pişkindir? Almanya Dışişleri Bakanı adeta meydan okumuş, incitici, kırıcı açıklamalarda bulunmuştur. Tutuklanan Alman vatandaşının hiç kimseyle bağlantılı olmadığını söyleyerek Türkiye hakkında sözleriyle haddini aşmıştır. Almanya ile iyi olacağız diye Türkiye'nin ajanları görmezden gelmesi akla ve mantığa uymayacaktır.