Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Şehitlerimizin kıymetli yakınları, değerli gazilerimiz, değerli kardeşlerim, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle, saygıyla selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi şehit olan kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Şehitlerimizin emaneti yakınlarına ve milletimize başsağlığı dileklerimi tekraren diliyorum. Tedavileri halen süren gazilerimize Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. 15 Temmuz gecesi sokakları doldurarak, inançları, gelecekleri için darbecilere meydan okuyan vatandaşlarımızın her birine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Askeri kamyonların, zırhlı araçların önüne dikilen her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Çünkü onlar asker elbisesi giymiş vatan hainidirler.
AZ ÖNCE HABER ALDIM KAHRAMAN ASKERLERİMİZ 8 TANE TERÖRİSTİ ÖLDÜRDÜLER
Helikopterlere, uçaklara aldırmadan direnişlerini sürdüren kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. İçeri girerken bir haber aldım. Çukurca'da yine bizim kahraman askerlerimiz 8 tane teröristi öldürdüler. Bizim askerimiz, bizim pilotumuz bunun için görevini yapıyordu. Son haftalarda, son aylarda silahlı kuvvetlerimizi, jandarma, polisimizin, güvenlik korucularımızın hamdolsun teröristlere dağları, dereleri nasıl dar ettiğini hep beraber görüyoruz. Sokağa çıkma imkanı bulamadıkları için aksakalları, başörtüleriyle, kucağında uyuyan sabileriyle, seccadelerin üzerinde göz yaşı döküp dua eden tüm vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
KALPLERDEN KALBE GİDEN GİZLİ YOLLA İFADE ETTİĞİ ORTAMDAYIZ
16 Temmuz'dan itibaren demokrasi nöbeti tutan tüm vatandaşlarıma şahsım milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Biliyorum ki, eşlerini, çocuklarını, tüm ailelerini, geleceklerini, umutlarını, her şeylerini geride bırakarak mücadeleye koşan erkek, kadın, gençlere ne desem eksik kalır. Rabbime beni böyle bir milletin evladı yarattığı için ne kadar hamdetsem azdır. Allahıma bana böyle bir millete hizmet etmeyi nasip ettiği için ne kadar hamdetsem azdır. Şu anda burada kelimelerin kifayetsiz kaldığı, düşüncelerin ve duyguların ancak kalplerden kalbe giden o gizli yolla ifade edildiği bir ortamdayız. Burası sizin eviniz. Hamdolsun bizim milletimizle gönül bağımız hiç kopmadı. Milletimiz ne hissediyorsa biz de onu hissettik. Milletimiz neye öfkeleniyorsa biz de ona öfkelendik. 40 yıldır bu çizgiden hiç sapmadık.
SONUNDA İŞİ CANIMIZA KASTETMEYE KADAR GÖTÜRDÜLER
Bu yüzden milletimize hakim olmaya değil hadim olmaya geldik. Önce bizi küçümseyerek milletten uzak tutmaya çalıştılar. Bunu başaramayınca cezaevine attılar. Netice alamayınca siyaset yoluyla hizmet etmemizi engellemeye kalktılar. Sonunda işi 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi canımıza kastetmeye kadar götürdüler. Bu fakirin canını alınca 80 milyonluk Türkiye'yi teslim alacaklarını sandılar.
ALLAH'IN HESABININ TÜM HESAPLARIN ÜZERİNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNEMEMİŞLER
Ülkeyi teslim alma hevesine katıldılar. Biz milletimizle birlikte ölümü göze alarak yola çıktığımızda bu nasipsizlerin yüreğine korku çoktan düşmüştü. FETÖ'nün ruhlarını ve bedenlerini sattıkları şarlatanla birlikte çırpınışların eseridir. Bu alçaklar o gece kendilerince her şeyi hesap etmişler. Sadece Allah'ın hesabının tüm hesapların üzerinde olacağını düşünememişler. 15 Temmuz gecesine dair öyle hatıralar, kareler, arka plan hikayeler var ki, inanın üzerimizdeki yükün ağırlaştıkça ağırlaştığını hissediyoruz.
MESELE BUDUR: ŞEHİT HALİSDEMİR'İN EŞİ ŞÖYLE AĞLIYORDU
Az önce Adanalı babayı dinledik. İkiz çocuğu Özel Harekat'ta şehit oldular. O gün orada 53 şehidimiz var. Allah rahmet etsin. Mekânları cennet olsun. Rabbim Kur'an-ı Kerim'de müjdeyi veriyor. Allah yolunda ölenlerin cennet karşılığında onların nefsini Rabbimiz satın alıyor. Dolayısıyla onlara ölüler demeyiniz. Onların zaten makamı belli. Az önce Ömer Halisdemir kardeşimizin eşi, "Rabbim bu şehadeti bize de nasip edecek mi?" diye ağlıyordu. Biz daha yola çıkarken, kefenimizi giydik ve böyle yola çıktık. 15 Temmuz gecesi evladını, eşini, çocuğunu darbecilerin üzerine gönderenler de aynı duygular içindeyim.
KÜREK DEĞİL YÜREK MESELESİDİR BU YÜREK!
Bakın Safiye kardeşimizi dinlediniz. Bakın orada kaç tane asker var, ellerinde silahlar var. Onlardan yoğurt olmaz. Terbiyesizler karşınızda tek başına birisi var, elinde silahı mı var. Hiçbir şey yok. O haliyle geliyor siz ölümle tehdit ediyorsunuz. Yürek meselesi bu yürek, Kürek değil.
O AN GELMEDİKÇE MUKTEDİR OLAMAZSINIZ HELE HELE ŞEHADETE YÜRÜYORSA...
İster F-16 olsun ister silahlar yağdıran helikopterler olsun. İşte Sabri. Kendini tankın altına atıyor. Paletlerin arasına. Birinci tank geçiyor üzerinden, arkadan ikinci tank geliyor, oradan da çıkıyor. Hadi öldürseydiniz, niye öldüremediniz? O an gelmedikten sonra muktedir olamazsınız. Hele hele şehadete yürüyorsa hiç muktedir olamazsınız.
MİLLETİMİZİN TAMAMININ YÜREĞİNİ ŞEHİTLERİMİZİN ATEŞİ YAKMIŞTIR
Sevdiklerin yüreğine biliyorum o gece kor ateş düşüyordu. Sağ salim geri dönenlerin yakınları ise şehitlerin ve gazilerin acısıyla sevinçlerini göstermeye dahi imkan bulamıyordu. Darbenin bilançosu ortaya çıktığında bir kez da dillerimizden Ah be Anadolu! Şimdi her köşen ağlayan ana dolu... Kur'an-ı Kerim'in şehitlerimizle ilgili o aralar ayeti ezberledik değil mi: Allah yolunda öldürülenlere asla ölü demeyiniz. Zira onlar diridirler lakin siz bilemezsiniz. Atalarımız ateş düştüğü yeri yakar diyorlardı. Ancak 15 Temmuz, terörle mücadele şehitlerimizin ateşi sadece aileleri değil milletimizin tamamını yaktı yakıyor.
TIPKI ÇANAKKALE GİBİ 15 TEMMUZ HER SENE ANILACAKTIR
Anneler, babalar, kardeşler, eşler, evlatlar emin olunuz ki sevdikleriniz şehittir. Ve Rabbimin müjdesi gereğince cennettedir. Bize düşen bu dünyadaki imtihanımızı şehitlerimize layık olacak şekilde vermeye çalışmaktır. şehadet için öne atılan, yaralanarak gazilikle yetinmek zorunda kardeşlerim. İşte Derya kardeşimiz. O da gazi oldu. Bir öğretmendi. Belediye meclis üyesi olarak görevine devam ederken Kahramankazan'da gazi oldu. Dedim ya mesele yürek meselesidir. Size sadece ve sadece bu unvanın şerefi yeter. Bu unvanı hayatınız boyunca şanla şerefle gururla taşıyınız. Başka hiçbir millette böyle bir makam yok. Bu sadece Müslümanlarda var. Vakarlı, onurlu, ağırbaşlı duruşunuzla yeni nesillerin rol modeli olacağınızı asla unutmayın. Bu unvan ve sorumluluk size şehitlerimizin emanetidir. Bundan sonra Çanakkale gibi 15 Temmuz'da her yıl anılacaktır.
RABBİMİZİN İHSANI OLAN İRADEMİZİ KİMSEYE İPOTEK ETTİRMEYECEĞİZ
Her salalar okunduğunda şehitlerimiz akla gelecek. Şu anda bazı görsel medyanın bunları sürekli yayında tutması bizi güçlü kılıyor. Niye, şehitlerimizi hatırlıyoruz. Onları hatırladıkça geleceğe güvenimiz artıyor ve artacak. Bu milletin tarihinde bu var. Bundan sonra da bu olacak. Dünyanın hiçbir yerinde buna İslam dünyası da dahil askerine 'Mehmet' diyen bir başka millet yoktur. Ecdadımız askerine aslında 'küçük Muhammed' anlamına 'Mehmet' demiştir. Muhammed dememiştir, olur ki, yakışı kalmaz. Önce yumuşatmış 'Mehemmed' demiş daha sonra 'Mehmet' demiş. Ve Mehmetçik de bu anlama gelir. Askerimizin böyle bir güzelliği ve özelliği var. 15 Temmuz Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir tarihtir. Bundan sonra hiçbir şey 15 Temmuz öncesi gibi olmayacaktır. 27 Mayıs, 12 Eylül darbesinin 28 Şubat müdahalesinin mahkumiyetini yaşayan milletimiz bir daha asla böyle bir şeye maruz kalmayacak. Menderes'in darağacında son nefesini vermesi utancını milletimiz bir daha yaşamayacaktır. Bir daha asla FETO gibi inancını sömürerek ihanet zehirini damarlarına zerkederek ülkesinde boy göstermesine izin vermeyecektir. Rabbimizin bize en büyük ihsanı olan irademizi ve aklımızı kimseye ipotek etmeyeceğiz.
ŞUNU GÖRDÜK Kİ YA OLACAĞIZ YA DA ÖLECEĞİZ
15 Temmuz'daki sinsi oyunlarla gördük ki ya olacağız, ya öleceğiz. Bu sebeple 2023 hedefleri bizim için sıradan bir kalkınma programının çok ötesinde bir anlama sahip. 200 yıldır gerileye gerileye geldiğimiz yerin bir tarafı uçuruma bir tarafı düz duvar gibi yalçın sırtlara açılıyor. Bir başka ifadeyle gidecek yerimiz kalmıyor. Hala bize rahat vermiyorlarsa artık geriye değil ileriye bakma zamanı gelmiş demektir. 2023 hedeflerimiz bizim ufkumuzu açacak, menzilimizi genişletecek, dizlerimize derman nefesimizi kuvvetlendirecek, mazimizle atimizdeki bağı kuracaktır.
HAMBURG'DA TERÖRİSTBAŞININ POSTERLERİNİ GÖRDÜM
15 Temmuz bizim yeni Çanakkalemizdir, yeni Sakaryamızdır. Savaşların, işgallerin, sömürgelerin biçim değiştirdiği bir dünyada demokratik, ekonomik, siyasi ve ferdi özgürlüğümüz bizim elimizdeki en önemli fırsattır. Bizim bizden başka dostumuz yok. İşte görüyoruz, bakın Amerika'da metroda 15 Temmuz'la ilgili ilanlara beyefendiler müsaade etmiyor. Benzer şeyleri Avrupa'da yaşıyoruz. İşte G-20 zirvesine gittik, orada vatandaşlarımızla buluşmak için salon toplantıları yapacağız, müraacaatlar yapıldı, Türkiye Cumhurbaşkanı'na müsaade etmediler, bakanlarımıza müsaade etmediler. Düşünce özgürlüğünden bahsediyorlar lafa gelince. Ne özgürlüğü yahu! Biz 15 Temmuz'da darbe girişimiyle karşıya kaldık, Hamburg'u üç gün yaktılar. O teröristlerin içinde buradan Almanya'ya gidip orada kabul gören PKK teröristleri vardı. Paçavraları ve teröristbaşının resmiyle beraber kortejin içinde yer alanları gördük.
BUNU SON GİDİŞİMDE BİZZAT MERKEL'E SÖYLEDİM
Bir insanın canından daha değerli neyi vardır? Eğer şehitlerimiz en değerli varlıklarını gözlerini kırpmadan ülkemizin ve geleceğimiz için hayatlarını feda etmişlerse bize düşen görev onların davasına sahip çıkmaktır. 15 Temmuz'u, FETÖ'nün ihanetini unutmayacağız, unutturmayacağız. Darbe girişimi yönetenleri, onlara destek olanları unutmayacağız, unutturmayacağız. Batı bize ne diyor biliyor musunuz; hani belge diyor. Daha ne belgesi olacak 250 şehidim 2 bin 193 gazim var. Ne belgesinden bahsediyorsun? Hukuk bunlarla ilgili gerekli kararı verecektir. Niye rahatsız oluyorsunuz? Söyledikleri ne biliyor musunuz; Ama bunlar bizi tatmin etmiyor. Siz buraya kaçıp gelenleri lütfen Türkiye'ye gönderin de bunların suçları irtikap ettiği yer Türkiye'dir, Türk mahkemelerinde yargılanması gerekir Alman mahkemesi değil. Bunu Merkel'in kendisine son gidişimde söyledim.
BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZİN KABRİ ZİYARET EDİLDİ HATM-İ ŞERİFLER İNDİRİLDİ
Bizden geliyorsa çifte vatandaş olmuş birisini istiyorsunuz. Şu anda yargılanıyor. Mahkeme kararını verecek. Biz 15 Temmuz'u resmi anma günü haline getirdik. Niçin? Unutmayacağız, unutturmayacağız. Salı gününden itibaren başlayalım. Pazar gece saat 24.00'e kadar programlarla milletimizle 15 Temmuz'u hatırlayacak, şehitlerimize hatm-i şerifler indireceğiz. Bütün bu hatm-i şeriflerle hayırla yadedeceğiz. Gazilerimize minnettarlığımızı ileteceğiz. Salı günü Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin her yerinde 15 Temmuz ve Terörle Mücadele Şehitlerimizin kabirlerini ziyaret edildi. Yurt içi ve yurt dışında fotoğraf sergieri, basın bültenleri ile anma programı başlatıyoruz. Çarşamba günü İstanbul'da bir uluslararası sempozyum düzenlendi.
15 TEMMUZ ŞEHİTLER KÖPRÜSÜ'NE GİDEN YOLDA HER ŞEHİDİMİZE BİR SELVİ DİKİLDİ
Yarın akşam 81 ilimizde valilerimiz 15 Temmuz ve Terörle Mücadele şehitlerimizin yakınları ve gazilerimize bir yemek veriyor. 15 Temmuz'da TBMM'de yapılacak özel oturumla başlayacak. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yabancı basınla biraraya gelerek kendilerine anlatacağız. Biz de adı artık 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan köprümüzün Anadolu yakasındaki gişelerin hemen önünde bulunan tören alanına 21.15 gibi varmayı planlıyoruz. Burada Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra milletimize hitabımız olacak. Orada şehitler makamının açılışını şehit yakınları ve gazilerimizle birlikte gerçekleştireceğzi. Nakkaştepe'den o şehitler makamına gayet güzel bir yol düzenlendi. Yol güzergahının her iki tarafında selvi döşendi. Her selvi ağacı bir şehidimizi ifade ediyor. Her selvi ağacının kökünde elektronik olarak bir düzenleme yapıldı, orada şehidimizin hayat hikayesi ve aydınlatma olacak. Orada geceleri selvi ile aydınlatma bütünleşecek.