Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Değerli yol arkadaşlarım, kıymetli kardeşlerim, hanımefendiler, beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığımız tarafından hazırlanan 15 Temmuz 2016 Milli İradenin Zaferi kitabının hayırlara vesile olmasını diliyorum. 15 Temmuz milli irade zaferinin kazanılmasını sağlayan şehit ve gazilerimize ithaf edilen bu eserin bu alanda yapılacak benzer çalışmalar için kaynak teşkil edeceğine inanıyorum. Şehit yakınlarımız ve gazilerimizle yüzyüze görüşülerek hazırlanan bu kitap 15 Temmuz zaferinin kimlerin hangi saiklerle kazandığının ortaya konulması bakımından çok önemlidir. Kitap haline getirilmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Şu anda aramızda bulunan şehit yakınlarımıza ve gazilerimize en kalbi şükranlarımızı sunuyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet gazilerimize acil şifalar diliyorum.
RABBİMDEN KAHHAR SIFATIYLA KAHRETMESİNİ NİYAZ EDİYORUM
Ülkemizi böyle bir felaketin eşiğine getirenlerini Rabbimden kahhar sıfatıyla kahretmesini niyaz ediyorum. 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece yapacağımız anıt açılışlarına tüm milletimizi davet ediyorum. İnşallah ilk açılışımızı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün çıkışındaki alanda gerçekleştireceğiz. İkinci törenimizi 16 Temmuz sabah namazını müteakiben Külliye'deki bölgede yapacağız. 15 Temmuz'u Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak ilan ederek milli anma günlerimiz arasına aldık. Malazgirt Zaferi, Çanakkale Zaferi, 30 Ağustos, Cumhuriyetimizin kuruluşu gibi 15 Temmuz'da milli tarihimizin sembollerinden biri olmuştur. Hala 15 Temmuz'un anlamını kavrayamamış olan gafiller olduğunu görüyoruz.
CHP GENEL BAŞKANI BİZDEN DİKENE SU VERMEMİZİ İSTİYOR
Ankara'dan İstanbul'a yürüyen bu kişi derdinin ne olduğunu Maltepe'de ifşa etti. Kendisi adalet yürüyüşü demişti olsa olsa sözde adalet yürüyüşü olabilir. CHP Genel Başkanı'nın sözlerini duyunca aklıma Mevlana Hazretleri'nin adalet tanımı geldi. Ağaca su vermeyi adalet, dikene su vermeyi zulüm olarak tanımlıyor Mevlana hazretleri. Bunlar ağaca değil dikene su veriyor. Darbecileri savunan CHP genel başkanı bizden dikenlere su vermemizi talep ediyor. Hasta dediler, durumu çok kötü dediler, cezaevinden çıkmasını istedikleri Mardin Belediye Başkanı baktık ki bayağı yürüyebiliyor. Hani hastaydı bu yahu! Arkasında PKK terör örgütünün olduğu bu kişilerle nasıl omuz omuza yürüyebiliyorsunuz? Bunlar değil mi bizim bu kardeşlerimizin katilleri olanlar?
OTELLER KAPALIYDI YALANINI SÖYLEYEN O DEĞİL MİYDİ?
Onlar FETÖ'cülerin avukatlığına soyunabilir. PKK'lıları, YPG'lileri destekleyebilir. Ülkesine ve milletine ihanet etmiş herkesi kucaklayabilir. Ama biz bunların hiçbirini yapmadık, yapmayacağız. Bizim milletimize sözümüz var. Biz milletimize Türkiye'de tek bir terörist kalmayana kadar mücadele edeceğimizin sözünü verdik. Biz elinde silahı olan her teröristi imha edeceğimize kasem ettik, yemin ettik. Şayet ana muhalefetin başındaki zat 15 Temmuz günü İstanbul'da köşe bucak saklanmak yerine darbecilerin karşısına dikilmiş olsaydı belki bu yürüyüşe başka türlü bakabilirdik. Bir radyo programına çıkıp darbe girişiminde bulunulacağı zaman 'tankların üzerine ilk defa ben çıkarım' diyen bu değil mi? 15 Temmuz gecesi havalimanına gelip, tankların oradan çekilmesini isteyerek oradan Bakırköy Belediye Başkanı'na kaçıp giden o değil mi? Bakırköy Belediye Başkanının evinden geceyi takip eden o değil mi? Utanmadan sıkılmadan oteller kapalıydı, onun için belediye başkanımıza gittim diyen o değil mi? Cumhurbaşkanımızın geleceğini bilseydim beklerdim diye yalan söyleyen o değil mi? Benim gelmeme ne gerek var, benim milletim oradaydı.
18 BİN KİLOMETRE İNŞA ETTİK BUNLARIN ÜÇ HAFTALIK YÜRÜYÜŞÜ KADAR SES ÇIKARMADIK
O gün öğle sonrasına kadar havalimanında arkadaşlarımızla olduk. Oradan atamalarımızı yaptık, duruma hakim olduk. 16 saat gibi bir sürede elhamdülillah işi bitirdik. Niye, önemli olan inanmaktı da ondan. Hocalırımız lider taşın arkasına saklanırsa millet dağın arkasına saklanır derdi. İşte bunlar dağın arkasına saklananlardan. Kaçıp, hemen belediye başkanının evine saklan. Bizde hamdolsun bu yok. Biz kararlıyız. Biz bu ülkede 18 bin kilometrenin üzerinde bölünmüş yol inşa ettik. Emin olun bunların 3 haftalık yürüyüşü kadar gürültü çıkarmadık.
MERVE KAVAKÇI İÇİN "BU KADINI BURADAN ATIN" DİYENLERİ İYİ BİLİRİZ
Güvenlik altında Ankara'dan İstanbul'a yürüdüler. Hala utanmadan sıkılmadan Batı'ya gidip farklı farklı şeyler anlatabiliyorlar. Demokrasinin güvencesinin Türkiye'de AK Parti iktidarıdır. Özgürlüklerin garantisi AK Parti iktidarıdır. Bizden önce biz özgürlüklerin boyutunu biliriz. İşte ana muhalefetin adeta geçmişi konumundaki daha önceki iktidarı biliriz. Bir DSP'nin parlamentodaki iktidarı döneminde parlamentoya girmiş olan Merve Kavakçı olan kardeşimize şu anda ebedi alemde olan zatın "Bu kadını buradan atın" diyenlerin kimler olduğunu biliyoruz. Hani özgürlük, nerede özgürlük? Şu anda Türkiye'de başı açık, örtülü diye bir dert var mı?
SOKAKTA ARANAN ADALETİN ADI İNTİKAMDIR, VANDALLIKTIR
Sokaksa sokak diyerek kendi aklınca milleti ve devleti tehdit eden bu kişi böyle bir yanlışa saplanması halinde asıl kendisinin sokağa çıkamaz hale geleceğini iyi bilmeli. Açık konuşuyorum, böyle bir şeye mi tevessül edeceksin, sokağa çıkamaz hale geleceğini bilmelisin. Sokakta aranan adaletin adı intikamdır, bunun sonu da vandallıktır. Adaletin aranacağı meşru zeminler bellidir. Meclis'i çalıştırmamak için her türlü yola başvuranlar şimdi çıkmış Meclis devre dışı bırakıldı diyorlar. Adalet sistemine hukuk sistemine hakaret edenler adalete giden tüm yolları tıkamayı maharet sayanlar siz değil misiniz?
BU PARTİNİN ADNAN MENDERES'İ ŞEHİT ETTİĞİNİ UNUTMADIK
Şimdi öldü galiba! Ben MHP'lileri mi dolduracağım diyen bunlardan biri değil miydi? Biz bu partinin geçmişte Azerbaycanlı kardeşlerimizin Boraltay Köprüsü'nde teslim ettiğini unutmadık. Bu partinin Adnan Menderes'i nasıl şehit ettiğini unutmadık. Bu partinin 28 Şubat'ta yaptıklarını unutmadık. Beyefendinin önceki genel başkanlarının partimizin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurup 'Ankara'da da hakimler varmış' dediklerini unutmadık. Bu partinin siyasi tarihimizin en büyük cinayeti olan 367 garabetinin nasıl savunulduğunu bunun mimarı olduklarını unutmadık. Siz kim adalet kim?
BUNLAR 15 TEMMUZ GECESİ TELEVİZYON KARŞISINDA OTURDUKLARI İÇİN
Şehitlerimiz için 4 dakikalarını ayırıp bir fatiha okumuşlar mı? Ortada terörist sevicilikten, iftiradan, fitne çıkarma gayretinden, süslü kelimelerin altına gizlenmeye çalışan sinsi niyetlerden başka bir şey yok. Bir de utanmadan, arlanmadan yüzleri kızarmadan yaptıkları yürüyüşü 15 Temmuz kıyamıyla mukayese etmeye kalkışıyorlar. Yazıklar olsun. Sana davet gönderdiğimde son ana kadar gelmeyeceğini söyledi. Cuma günü birçok dayatmalarla oraya gelmek zorunda kaldın. ondan sonra da 7 Ağustos buluşmasıyla alakalı olumsuz açıklamalarda bulundun. Çünkü oradaki o hava, o güzellik senin karakterine uymuyor. Farklı bir şey bu. Şu anda yaptığın buluşmaların bununla bir defa mukayesesi kabil değil. Bunlar 15 Temmuz gecesini televizyon karşısında rahat koltuklarda geçirdikleri için darbe gecesinin nasıl bir şey olduklarının farkında değil.